-
birbirine girmek : karışmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbiri için yaratılmış olmak : birbiriyle çok iyi anlaşmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirine düşmek : araları açılmak, aralarında anlaşmazlık çıkmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbiri üstüne gelmek : arka arkaya meydana gelmek, ara vermeden olmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirine katmak : aralarını açmak, aralarını bozmak, olay çıkarmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirini çekememek : kıskanmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirini tutmamak : birbiriyle ilgisi olmamak, tutarsız olmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirini yemek : iki veya daha çok kimse birbiriyle uğraşmak, birbirine kötülük etmek"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirinin ağzına girmek : birbiriyle çok yakın olmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirinin ağzına tükürmek : bir sorunda, bir olayda sözleşmiş gibi ağız birliği yapmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirinin gözünü çıkarmak : kıyasıya dövüşmek"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik
-
birbirinin gözünü oymak : aralarında aşırı geçimsizlik olmak"O zaman on dört paşa büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." - N. S. Örik