-
bela (veya belasını) aramak : kavga çıkarmak için fırsat kollamak"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
bela çıkarmak : kavga çıkarmak"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
bela getirmek : kötülüğe, felakete uğratmak"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
bela kesilmek : birisine sıkıntı ve eziyet vermek, musallat olmak"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
bela okumak : birine ilenmek"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
bela olmak : aşırı güçlük, sıkıntı ve zarara sebep olmak"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
belalar mübareği : istenilmeyen, kaçınılan bir durumun gerçekleştiği bildirilirken söylenen bir söz"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
belasını bulmak : hak ettiği cezayı görmek"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
belaya çatmak (veya girmek veya uğramak) : beklenmedik bir bela ile karşılaşmak"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
-
belayı satın almak : göz göre göre belayı üstüne çekmek"Kumar, toplum için büyük bir beladır."