-
az ateş çok odunu yakar : "az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az bulmak : yeterli görmemek, az saymak, azımsamak"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az buz olmamak : bir şey azımsanacak kadar olmamak"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az değil : birinin herhangi bir karakter bakımından göründüğü gibi olmadığını anlatmak için söylenen bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az görmek : umduğundan eksik bulmak"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az günün adamı olmamak : çok yaşamış, çok görmüş bulunmak"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az kaldı (veya kalsın) : bir işin gerçekleşmesi söz konusuyken gerçekleşmemesi durumunda kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az kaz, uz kaz, boyunca kaz : "sana yapılmasını istemediğin bir kötülüğün daha ağırını başkasına yapma" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az olsun, uz olsun : "yaptığınız iş, edindiğiniz şey az olabilir ancak temiz ve iyi olmalıdır" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az söyle, çok dinle : "kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az tamah çok ziyan getirir : "hırslı ve pinti insan her zaman zararlı çıkar" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
az veren candan, çok veren maldan : "varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey vermesi büyük fedakârlıktır, varlıklı kimsenin vereceği armağan ve yardımlar fedakârlık sayılmaz" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüy
-
az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur : "kişi iyi uyuyabilmek için pek az da yememeli, pek çok da" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
aza çoğa bakmamak : olanla yetinmek"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz : "büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir" anlamında kullanılan bir söz"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
-
azı çoğa saymak (veya tutmak) : verilen küçük bir armağanı çok beğenmek"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu