-
aynagöz : sıfat Uyanık, cingöz"Küçük oğul köşede bucakta pinekler, büyük oğul da aynagöz ortada dolaşırdı." - S. M. Alus
-
deniz aynası : isim Denizin dibini açık ve seçik görebilmek için özel olarak yapılmış cam alet"Bir gün kardeşim ile sandalda dolaşırken kayıkçı, deniz aynasını koydu. O an denizin dip âlemini gördüm." - Halikarnas Balıkçısı
-
boy aynası : isim İnsanı bütünüyle gösteren büyük ayna"Yatak odasında üzerindekileri çıkarırken boy aynasına kaçamak bir bakış fırlattı." - E. Şafak
-
ayna taşı : isim, mimarlık Yapı, anıt, çeşme vb. yerlere konan yazılı veya yazısız süslü taş levha
-
dev aynası : isim Nesneleri olduğundan çok büyük gösteren ayna
-
ayna tırnağı : isim Aynayı duvara tutturmak için kullanılan nikel veya kromla kaplanmış metal parçası
-
döner ayna : isim Arkalı önlü ayna, iki tarafı da aynalı cam
-
cüce aynası : isim Nesneleri olduğundan küçük gösteren ayna"Gövdemi çocuk başı kadar küçülten bir cüce aynası karşısındayız." - F. R. Atay
-
dikiz aynası : isim Taşıtlara veya yol dönemeçlerine arka tarafı görebilmek için konulan ayna"Gözü arabanın dikiz aynasına ilişince yeniden sol gerisinde o siyah taksiyi seçer gibi oluyor." - A. İlhan
-
endam aynası : isim İnsanı boyunca gösteren ayna"Yazık sana, bir endam aynan bile yok. Ne biçim artistsin sen?" - T. Buğra
-
ayna gibi : dümdüz ve parlak"Bir elinde cımbız, bir elinde ayna / Umurunda mı dünya?" - O. V. Kanık