-
ateş! : askerlik ateş etmek için verilen komut"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş açmak : ateşli silahla mermi atmaya başlamak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş almak : yanmak, tutuşmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş almaya mı geldin? : uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş bacayı (veya saçağı) sarmak : bir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş çıkmak : yangın çıkmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş demekle ağız yanmaz : "kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz" anlamında kullanılan bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş düştüğü yeri yakar : "bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez" anlamında kullanılan bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş etmek : ateşli silahlarla mermi atmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş gibi : çok sıcak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş gibi kesilmek : beklenmedik bir olay karşısında öfke sonucu kanı beynine sıçramak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş gibi yanmak : ateşi yükselmek"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş kesilmek : çok kızgın davranışlarda bulunmak, ateş püskürmek"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş kesmek : ateşli silahlarla yapılan atışa son vermek"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş olmayan yerden duman çıkmaz : küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğunu anlatan bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş olsa cirmi kadar yer yakar : hasmın pek önemsenmediğini anlatan bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş püskürmek : çok öfkeli olmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş saçmak : çok kızmak, çok öfkelenmek"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş vermek : tutuşturmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateş yağdırmak : ateşli silahlarla aralıksız mermi atmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşe tutmak : az ısıtmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşe vermek : -i ateş içine sokmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşe vurmak : bir yemeği pişmek üzere ocağa koymak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşe vursa duman vermez : pek cimri olanlar için söylenen bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşi başına vurmak : çok öfkelenmek, sinirlenmek, coşmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşi çıkmak (veya yükselmek) : hasta vücut ısısı olağandan çok artmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşi düşmek : hastanın ateşi geçmek veya azalmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşi uyandırmak : sönmek üzere olan ateşi canlandırmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşine yanmak : bir kimse yüzünden zarara uğramak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşini almak : yüksek vücut ısısını düşürmek"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşle barut bir yerde durmaz : "kızla erkeğin baş başa yalnız kalmaları kötü sonuçlar doğurabilir" anlamında kullanılan bir söz"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşle oynamak : pek tehlikeli bir işle uğraşmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
-
ateşler içinde yanmak : hasta çok ateşli bir durumda olmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver