-
asker çıkarmak : bir devlet belli kanunlara bağlı olarak asker toplamak"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa
-
asker etmek (veya eylemek) : askere yollamak"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa
-
asker gibi : disiplinli, düzgün"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa
-
askere alınmak : askerlik ödevini yapmak için er eğitim merkezine gönderilmek"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa
-
askere çağrılmak : askerliğini yapmak için askerlik şubesince istenmek"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa
-
askere gitmek : askerlik ödevini yapmak için orduya katılmak"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa
-
asker olmak : askerlik ödevine başlamak"Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü." - İ. A. Gövsa