anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

Alt anlamı nedir? , Alt ne demek ?

Kelimeler > A ile başlayan kelimeler > alt nedir?

Alt
anlamı isim

'Alt' 1 kelime ve 3 harften oluşmaktadır.

alt foto galeri
  • nedir isim Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba
  • nedir Bir nesnenin tabanı"Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı." - O. C. Kaygılı
  • nedir Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü"Altına sandalye çekmek."
  • nedir Bir şeyin yere yakın bölümü
  • nedir Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun
  • nedir sıfat Sınıflamalarda ikinci derecede olan"Alt sınıf. Alt cins. Alt takım."
  • nedir sıfat Birkaç şeyden aşağıda olan"Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş." - H. Taner

Alt ile ilgi cümleler (0)

"alt" ile ilgili cümle görmek istiyorsan, aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de alt
  1. gözaltı : isim, hukuk Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret

  2. göz altı : isim Yüzde gözlerin hemen altında bulunan bölüm

  3. alt başlık : isim Herhangi bir yazıda alt bölümün başlığı

  4. yeraltı : sıfat Gizli ve yasa dışı"Yeraltı faaliyet."

  5. yer altı : isim Yerin yüzeyi altındaki bölümü"Burası soğuk, ıslak bir yer altı odası." - M. Ş. Esendal

  6. ayakaltı : isim Gelip geçenlerin çok olduğu yer"Burası o kadar ayakaltı idi ki değme polis hafiyesinin aklına gelmezdi." - A. Gündüz

  7. deri altı : sıfat, anatomi Derinin altında bulunan

  8. alt deri : isim, anatomi Üst derinin altında bulunan ikinci tabaka, hipoderm

  9. kapıaltı : isim Mahkûmların hapishaneye girerken çırılçıplak arandıkları yer"Onlarla ahbaplıkta direnirse iş kolaydı; kapıaltına çekilir, güzel bir sıkıdan geçirilirdi." - K. Korcan

  10. kulak altı bezi : isim, anatomi Kulağın yakınında bulunan tükürük bezlerinin en büyüğü

  11. bilinçaltı : isim, ruh bilimi Bilinç dışı olmakla birlikte, dilendiğinde kapsamındakilerin bilince çağrılabildiği zihin bölgesi, şuuraltı, tahteşşuur"Bilinçaltı bir baskı belki de ilk kez su üstüne çıkıyordu." - Ç. Altan

  12. denizaltı : isim, askerlik Deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş veya araştırma gemisi, tahtelbahir"Yaprakların hafif iniltisi içinde, çalılıklar arasından geçerek denizaltının demir attığı koya doğru yaklaşıyoruz." - E. M. Karakurt

  13. deniz altı : sıfat Deniz altında bulunan"Deniz altı volkanları."

  14. hasıraltı : isim "Bir işi isteyerek, bilerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek" anlamındaki hasıraltı etmek deyiminde geçen bir söz"Konu hasıraltı edilince yılmıyor, bir kez daha yazıyordum." - M. İzgü

  15. yemekaltı : isim Yemekten önce sofraya getirilen soğuk yiyecekler, ordövr

  16. el altında : zarf Kolayca alınabilecek yerde, hazırda

  17. el altından : zarf Gizlice"Bu husus el altından soruldu." - A. Kabaklı

  18. kaymakaltı : isim Yağı alınmış süt

  19. alt yanı : zarf Alt tarafı

  20. yastıkaltı : sıfat, ekonomi Banka veya bir başka yere yatırılmak yerine evde, iş yerinde saklanan taşınabilir (değer)"Yastıkaltı para."

  21. altüst : sıfat Çok karışık ve dağınık

  22. altyapı : isim Bir yerleşim yeri veya bir yapı için gerekli olan yol, kanalizasyon, su, elektrik vb. tesisatın tümü

  23. bardakaltı : isim Bardağın konulduğu yeri kirletmemesi için kullanılan, genellikle örgü, kâğıt veya plastik örtü

  24. başaltı : isim, denizcilik Gemilerde tayfa ve erlerin ön güverte altındaki koğuşları"Bütün tayfa, sandıklarını ve torbalarını başaltıdan güverteye taşımışlardı." - Halikarnas Balıkçısı

  25. bayrakaltı : isim, askerlik Askerlik

  26. dilaltı : isim, tıp (***) Genellikle kalp hastalıklarında hızlı ve kesin etki sağlamak için dilin altına konularak emilen ilaç

  27. kahvaltı : isim Genellikle sabahları yenilen hafif yemek"Sabah kahvaltısından sonra otelimden çıktım." - A. Haşim

  28. Kubbealtı : özel, isim, tarih Osmanlı vezirlerinin devlet işlerini görüşmek için toplandıkları Topkapı Sarayı'ndaki alan, Divanhane

  29. normalaltı : isim, matematik Bir eğriye ilişkin normalin, bir doğruyu kestiği nokta ile normalin ayağı arasındaki parçanın o doğru üzerindeki iz düşümü

  30. rüzgâraltı : isim, denizcilik Boca, orsa karşıtı

  31. silahaltı : isim, askerlik Askerlik görevi

  32. şuuraltı : isim, ruh bilimi Bilinçaltı"Şuuraltında yaşayan senaryo, kocasının yanlış rol oynaması ile baştan aşağı değişti." - M. Ş. Esendal

  33. topaltı : isim, tarih Kale toplarının koruması altındaki yer

  34. alt alta : zarf Birbirinin altında olarak

  35. alt bölüm : isim Sınıflandırmada ana bölümlerin ayrıldığı parçalardan her biri, ayrım

  36. alt çene : isim, anatomi İnsan ve hayvanlarda yiyecekleri çiğnemeye yarayan, oynayabilen çene

  37. alt diş : isim, anatomi Alt çene üzerinde sıralanmış dişlerin her biri

  38. alt dudak : isim, anatomi Dudaklardan altta bulunanı

  39. alt familya : isim, hayvan bilimi Bir familyanın içinden ayrılan ikinci derecede bir familya

  40. alt geçit : isim Trafik akışını kesmemek için bir yolun altından geçirilen geçit, battıçıktı, batçık

  41. alt gerilim : isim En düşük atanmış değerin altındaki gerilim değeri

  42. alt güverte : isim, denizcilik Gemilerde güvertelerden altta bulunanı

  43. alt karşıt : isim, mantık Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tikel olumlu, öbürü tikel olumsuz, karşı karşıya konmuş iki önermeden her biri: "Bazı insanlar bilgindirler" ile "Bazı insanlar bilgin değildirler" gibi

  44. alt kat : isim Bir yapının veya aracın katlarından altta olanı"Bir evin alt katında tek bir pencere aydınlıktı." - H. S. Tanrıöver

  45. alt katman : isim, toplum bilimi Toplum içinde yer alan ve daha düşük değerlere sahip olan sınıf"Yaşayışıyla konağa bağlıyken, gönlüyle alt katmanların trajik yaşamlarına eğilecektir." - S. İleri

  46. alt kavuşum : isim, gök bilimi Dünya, gezegen Güneş dizilişinde gezegenin konumu

  47. alt kurul : isim Belli bir konuyu ele almak amacıyla bir kurul içinden birkaç kişi seçilerek oluşturulan kurul, encümen, komisyon, komite

  48. alt sınıf : isim Bir sınıf içinden ayrılan ikinci derecedeki sınıf

  49. alt şube : isim Bir şube içinde kurulan ikinci derecedeki şube

  50. alt tabaka : isim Tabakalardan altta bulunanı

  51. alt takım : isim Bir takım içinde oluşturulan ikinci derecedeki takım

  52. alt tarafı : zarf Olup olacağı, alt yanı, altı üstü"Alt tarafı iki biblo ile bir halı, her zaman satın alınabilir." - H. Taner

  53. alt tür : isim Bir tür içinde ayrılan ikinci derecedeki tür

  54. alt yazıcı : isim Televizyon programlarında bir görüntünün altına kısa metin yazmakla görevli kimse

  55. altı üstü : zarf Alt tarafı"Altı üstü elli kuruş; ne olacak canım, verirsin gider."

  56. alttan alta : zarf Gizlice, el altından"Sanırım o gece de alttan alta hep bunu düşlüyordum." - A. Ağaoğlu

  57. baş altı : isim Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldığı beş derecenin ikincisi

  58. dil altı bezleri : isim, anatomi Dilin altında bulunan tükürük bezleri

  59. ev altı : isim Eski evlerde ambar, ahır olarak kullanılan zemin katı

  60. köprüaltı çocuğu : isim Kimsesiz ve gideceği yeri olmayan kişi

  61. su altı : isim Deniz, göl gibi su yüzeyinin altında kalan bölüm"Su altı araştırmaları."

  62. toprak altı : isim Toprağın içi

  63. üst deri altı : isim, anatomi Üst derinin altında bulunan hücre katmanı

  64. altı alay üstü kalay : içi, dışı gibi özenilmiş olmayan şeyler için söylenen bir söz"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  65. altı kaval, üstü şişhane (veya şeşhane) : giysilerini birbirine uygun düşüremeyen, yakıştıramayanlar için söylenen bir söz"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  66. altı yaş olmak : işe birtakım oyunlar karışmak, böyle bir işe girişmekte sakıncalar bulunduğu anlaşılmak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  67. altı tutmak : pişirilirken yiyecek hafifçe yanmak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  68. altına imza atmak : destek vermek amacıyla aynı düşüncede olduğunu göstermek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  69. altına imza koymak : konuyu veya anlaşmayı kabul ettiğini belirtmek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  70. altında kalmamak : karşılığını vermek, gördüğü iyilik veya kötülüğü karşılıksız bırakmamak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  71. altından çapanoğlu çıkmak : bir işin gizli kalmış kötü ve aksak yanıyla, kuşkulu bir durumuyla karşılaşmak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  72. altından kalkamamak : bir işi başaramamak, becerememek, üstesinden gelememek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  73. altını çizmek : bir sözün önemini belirtmek, üzerine dikkati çekmek, vurgulamak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  74. altını ıslatmak : altına etmek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  75. altını kapatmak : ocağın alevini kapatmak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  76. altını kısmak : ocağın alevini azaltmak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  77. altta kalanın canı çıksın : "herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun" anlamında kullanılan bir söz"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  78. altta kalmak : herhangi bir iyiliğin karşılığını ödeyememek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  79. altta yok üstte yok : yoksul, fakir"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  80. alttan almak : sert konuşan bir kimseye yumuşak bir dil kullanmak, aşağıdan almak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  81. alt olmak : yenilmek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  82. alt perdeden konuşmak : hafif sesle yavaş konuşmak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  83. alttan güreşmek : gizli gizli yenme yollarını kollamak"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  84. alt değirmen güçlü akar : "kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur" anlamında kullanılan bir söz"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba

  85. alt etmek : üstünlük sağlamak, yenmek"Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." - Z. O. Saba


Harf Analizi

  1. - Ünlü harf (1 tane) : a
  2. - Ünsüz harf (2 tane) : l,t
  3. - Kalın Ünlüler : (1 tane) : a
  4. - Sert Ünsüz : (1) : t
  5. - Yumuşak Ünsüzler : ( 1) : l

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • Ecza çantası
  • Piç olmak
  • Şikâyet etmek
  • Zemberek kurulmak
  • Çapraz sorgu
  • Şikâyetname
  • Ileri vites
  • Vites değiştirmek
  • Zinde tutmak
  • Ecza dolabı

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı