-
acele etmek : çabuk davranmak, ivmek"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
-
acele ile menzil alınmaz : "ivmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
-
acele işe şeytan karışır : düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamayacağını anlatan bir söz"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
-
acele yürüyen yolda kalır : "iş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez" anlamında kullanılan bir söz"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
-
acelesi olmak : hızlı hareket etme durumunda olmak"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
-
aceleye gelmek : bir iş yapılırken zaman yetersizliğinden dolayı gereken önem verilememek"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
-
aceleye getirmek : bir işi üstünkörü, özenmeden yapmak"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt