-  
 yük altına girmek  : ağır bir görevi üzerine almak"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." - F. R. Atay 
   -  
 yük vurmak  : hayvana yük yüklemek"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." - F. R. Atay 
   -  
 yükte hafif pahada ağır  : taşınması kolay olan değerli (eşya)"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." - F. R. Atay 
   -  
 yükünü almak  : taşıyabileceği en ağır yükü yüklenmiş olmak"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." - F. R. Atay 
   -  
 yükünü çekmek  : bütün ağırlığını taşımak, her türlü eziyete katlanmak"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." - F. R. Atay 
   -  
 yükünü tutmak  : çok zengin olmak, zenginleşmek"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." - F. R. Atay