-  
 ölüm gibi  : çok büyük sıkıntı, üzüntü"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölüm hak miras helal  : "ölümün olağan olması gibi mirasın da paylaşılması olağandır" anlamında kullanılan bir söz"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölüm ölüm de hırlamaya ne borcum var?  : "sıkıntı, üzüntü, keder, dert veya yoksulluk çekmektense ölüm daha iyidir" anlamında kullanılan bir söz"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölüm var dirim var  : insanın her an ölebileceği veya yaşayabileceği hatırlatılarak önlem almasını öğütleyen bir söz"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölüme koşmak  : kendisini bile bile tehlikeye atmak"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölümle burun buruna gelmek  : ölümle sonuçlanabilecek çok büyük bir tehlike ile karşılaşmak"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölümle pençeleşmek  : can çekişmek"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölümle öç alınmaz  : "düşmanların ölümünden sevinç duymak insanlığa yakışmaz" anlamında kullanılan bir söz"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölümü göze almak  : elde etmek istediği sonuç uğruna ölüm de dâhil her türlü tehlikeye açık olmak"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)  : her an öleceğini beklemek, ölüm korkusu ile dolu olmak"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi 
   -  
 ölümüne susamak  : ölümle sonuçlanabilecek davranışlarda bulunmak"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi