-  
 kan dökmek  : ölüme yol açmak, cana kıymak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan ağlamak  : büyük bir üzüntü içinde bulunmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan kaybetmek  : herhangi bir nedenle vücuttan çok kan akmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan akıtmak  : kurban kesmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan akmak  : savaş, çatışma, dövüş olmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan alacak damarı bilmek  : nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan almak  : damardan bir miktar kan çekmek veya akıtmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan (veya kanı) başına çıkmak (veya sıçramak veya toplanmak)  : öfkelenmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan beynine sıçramak (veya çıkmak)  : çok sinirlenmek, hiddetlenmek, kontrolü yitirmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan çanağı gibi  : kanlanan (göz)"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan çekmek  : yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan çıkmak  : kan dökülmek, cinayet işlenmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan dere gibi akmak  : vücudun bir yerinden çok kan akmak veya bir savaşta çok kişi yaralanarak ölmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan gelmek  : kanamak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan gövdeyi götürmek  : çok kan dökülmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan gütmek  : kan dökerek öç almak istemek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan istemek  : öldürülen bir kimsenin öcünün alınmasını istemek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek  : çok eziyet çektiği hâlde durumunu iyi göstermek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan olmak  : insan öldürülmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin	"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan revan içinde  : her yanı kana bulanmış"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan revan içinde kalmak  : her yanı kana bulanmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan ter içinde kalmak  : çok terli, yorgun ve perişan bir durumda olmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan ter içinde  : çok terli, yorgun ve perişan bir durumda"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan tere batmak  : kan ter içinde kalmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan tutmak  : kan gördüğünde bayılmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan vermek  : hastaya, yaralıya kan aktarmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kan yürümek  : bir organda aşırı kan birikmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kana boyamak (veya bulamak veya bulatmak)  : kan içinde bırakmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kana susamak  : öldürme hırsı duymak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı donmak (veya çekilmek)  : donakalmak, çok şaşırmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı ısınmak  : birine karşı yakınlık duymak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı içine akmak  : derdini dışa vuramamak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar  : "kötülük, kötülük yapılarak düzeltilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır" anlamında kullanılan bir söz"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı kurumak  : çok usanmak, çok bıkmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı sulanmak  : kansızlığa uğramak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanı temizlenmek  : öldürülenin arkasından, öldüren kişi veya yakınlarından birini öldürerek öç almak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanına ekmek doğramak  : birinin ölümüne yol açarak sevinmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanına girmek  : birini öldürmek veya öldürtmek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanına işlemek  : bir şeyi aşırı ölçüde benimsemek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanını içine akıtmak  : sıkıntısını belli etmemek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanını kaynatmak  : heyecanlandırmak, coşturmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanını yerde koymak  : birini öldüreni ölümle cezalandırmamak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin 
   -  
 kanıyla ödemek  : yaptığının cezasını hayatıyla ödemek"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin