-  
 hak deyince akan sular durur  : "bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz" anlamında kullanılan bir söz"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hak etmek  : bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hak kazanmak  : emeğin karşılığını alabilecek duruma gelmek"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hak vermek  : birinin düşüncesini, davasını, iddiasını doğru bulmak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hak (veya hakkını) yemek  : başkalarının hakkını vermemek"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hak yerini bulur (veya yerde kalmaz)  : "haksızlık er geç ortaya çıkar" anlamında kullanılan bir söz"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkı geçmek  : birinin payından başkası almış olmak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkı için  : kutsal şeyleri anlatan kelimelerden sonra getirilerek ant içmek için söylenen bir söz"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkı olmak  : payı, alacağı, hissesi olmak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkı ödenmemek  : birinin iyiliklerine, emeklerine karşılık olarak ne yapılsa az olmak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkı var  : "doğru düşünüyor, doğru söylüyor, doğru davranıyor" anlamında kullanılan bir söz"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkından gelmek  : zor bir işi başarı ile sona erdirmek"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkını aramak  : hakkı olduğuna inandığı şeyi elde etmeye çalışmak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkını helal etmek  : hakkını, emeğini bağışlamak"Haktan ayrılmamalı." 
   -  
 hakkını vermek  : gereğini bütün olarak yerine getirmek"Haktan ayrılmamalı."