-   el açmak  : dilenmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el almak  : tarikatlarda bir mürit, mürşidinden, başkalarına yol gösterme iznini almak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el atmak  : birisinin işine karışmak, müdahale etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el ayak çekilmek  : ortalıkta hiç kimse kalmamak, ıssızlaşıp sessizleşmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el bağlamak  : saygı için ellerini göbeğinin üstüne kavuşturup durmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el basmak  : kutsal bir şey üzerine el koyarak yemin etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el bebek gül bebek  : nazlı, şımarık bir biçimde"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el bende!  : "tekrarlanan oyunda başlama sırası veya hakkı bende" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el çekmek  : vazgeçmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el çektirmek  : görevinden uzaklaştırmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el çırpmak  : alkışlamak, tempo tutmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el değiştirmek  : bir şeyin kullanımı veya mülkiyeti bir kimseden başka bir kimseye geçmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el değmemek  : kullanılmamak, dokunulmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el dokunulmamak  : daha önce kullanılmamak, el değmemiş olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz  : "her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el el üstünde oturmak  : herhangi bir iş yapmadan boş oturmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el elde baş başta  : elde bulunan her şeyin tükendiğini anlatan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el elden kalmaz, dil dilden kalmaz  : "bir kişi başkasına vurursa o da ona vurur, başkasına kötü söz söylerse diğeri de kendisine kötü söz söyler" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el elden üstündür (ta arşa kadar)  : "bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini bilmelidir" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el eli yıkar, iki el yüzü  : "bir kişi başka bir kişiye yardım ederse o da bu iyiliğin altında kalmaz, güçlenmiş olarak yardımlara koşar" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el el ile, değirmen yel ile  : bir değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr ne kadar zorunlu ise insanların başarıya ulaşabilmeleri için birbirlerine yardımcı olmaları o kadar gereklidir"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el ermez, güç yetmez  : bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el etek öpmek  : bir işi yaptırmak için çok yalvarmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el etek tutmak  : tarikata girmek, derviş olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el etmek  : bir kimseyi el işaretiyle çağırmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el kadar  : çok küçük, küçücük"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el kaldırmak  : oy verdiğini veya söz istediğini elini kaldırarak belirtmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el katmak  : bir işe karışmak, müdahale etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el koymak  : bir yolsuzluğu ortaya çıkarmak, incelemek, vaziyet etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el ovuşturmak  : birinin karşısında ezilip büzülmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el öpenlerin çok olsun!  : eli öpülen kimsenin söylediği iyi dilek sözü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el öpmek  : yaşlı veya saygı gösterilmesi gereken kimselerin sağ elinin üstünü önce dudağa, sonra alna götürmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el öpmekle ağız aşınmaz  : "çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el pençe  : el pençe divan"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el pençe divan  : aşırı saygı göstererek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el pençe divan durmak  : saygı gösterilen kimse karşısında el kavuşturmuş bir biçimde"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el sıkmak  : selamlaşmak için birinin elini tutmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el sıkışmak  : pazarlıkta anlaşmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el sürmemek  : dokunmamak, değmemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el tazelemek  : bir işte yorulan kimse yerine başka birini getirmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el terazi, göz mizan  : "değerlerini, niteliklerini yaklaşık olarak tahmin edebilen" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el tutmak  : bir iş uzun süre uğraştırmak, vakit kaybettirmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el (veya elini) uzatmak  : birinden bir hakkı almaya kalkışmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el üstünde tutmak  : bir kimseye çok saygı ve sevgi göstermek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el vergisi, gönül sevgisi  : "bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el vermek  : yardım etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el vurmamak  : bir işi yapmaya yanaşmamak ve başlamamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el (veya elini) yakmak  : ateşten yeni çıkmak, taze olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   el yarası onulur, dil yarası onulmaz  : "silahla açılan el yarası çabukça iyi olur ama kötü sözle açılan gönül yarası kolay kolay kapanmaz" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elde avuçta (ne varsa)  : sahip olunan mal, para vb. her şey"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elde avuçta (bir şey) kalmamak  : mal ve parasını harcayıp bitirmiş olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elde etmek  : bir şeye sahip olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elde kalmak  : geride kalmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elde (veya elinde) olmamak  : iradesi dışında gerçekleşmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elde tutmak  : sahibi olsun olmasın, bir malı mülkiyeti altında bulundurmak, zilyet olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eldeki yara, yarasıza duvar deliği  : "bir kimsenin acı ve sıkıntısı başkasına dert gibi görünmez" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden ağza yaşamak  : günlük kazancı ancak gereksinimlerini karşılayacak kadar olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden ayaktan düşmek (veya kesilmek)  : yaşlılık sebebiyle veya sağlığı büsbütün bozularak güçsüz, çalışamaz duruma gelmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden bırakmamak (veya düşürmemek)  : bir şeyle sürekli ilgilenmek, elden düşürmemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden çıkarmak  : bir şeyin sahipliğini başkasına geçirmek, satmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden çıkmak  : malı olmaktan çıkmak, malı satılmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden geçirmek  : eksiklik veya bozukluklarını gidermek veya denetlemek için incelemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden gel!  : ver!"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden geldiği kadar  : yapılabildiği, olabildiği kadar"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden gelmemek  : yapamamak, dayanamamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden gitmek  : bir şeyi yitirmek, o şeyden yoksun kalmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden kaçırmak  : elde edilebilecek bir şeyden türlü sebeplerle yararlanamamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden kaçmak  : sahip olamamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elden ne gelir?  : çaresiz bir durumda yapılacak bir şey olmadığını anlatan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele alınır  : oldukça iyi, işe yarar"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele alınmaz  : çok kötü, berbat"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele almak  : bir şey üzerinde çalışmaya başlamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele avuca sığmamak  : söz dinlememek, baskı altına alınmamak, zapt edilememek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele bakmak  : avuç içindeki çizgilere bakıp kişinin geleceğini okumak, el falına bakmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele geçirmek  : yakalamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele geçmek  : yakalanmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele gelmek  : tutulabilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ele vermek  : suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak, ihbar etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli alışmak  : bir işte uzluk, ustalık kazanmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli altında olmak  : bir şey buyruğunda olmak, istediği anda o şeyden yararlanabilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli (veya elleri) armut devşirmek  : birisini bir iş yaparken öbürü boş durmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ayağı (olmak)  : birinin yardımcısı (olmak), her işine yarar (olmak)"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak)  : güçsüz, dermansız kalmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak  : şaşırmak, telaşlanmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ayağı titremek  : korku, sinir vb. sebeplerle heyecanlanmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ayağı tutmak  : beden gücü yerinde olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli aza varmamak  : bir şeyi çok alma veya verme alışkanlığında olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli boş çıkmak  : umduğunu alamamak, başarısızlığa uğramak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek)  : umduğunu alamadan dönmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli boş gelmek  : armağansız gelmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak)  : çok cimri olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli değmek  : bir şey yapmaya vakit ve fırsat bulmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli dursa ayağı durmaz  : kıpırdak, hareketli (kimse)"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ekmek tutmak  : geçimini kendi emeğiyle sağlayacak duruma gelmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli eline değmemek  : herhangi bir yakınlaşma olmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ermek  : yapabilmek, ulaşabilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli ermez gücü yetmez  : çaresiz, zavallı"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli genişlemek  : bolca paraya kavuşmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli gitmek  : bir şeyi kavramak, tutmak istemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli harama uzanmak  : dinî bakımdan yasaklanmış bir işe yönelmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli işe yatmak  : becerikli, eli yatkın, uz olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli kalem tutmak  : yazı yazmayı bilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli kırılmak  : eli, işe yatkın bir duruma gelmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli kırılsın!  : "eli tutmaz olsun, eli bir iş göremez olsun!" anlamında kullanılan bir ilenme sözü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli kolu bağlı durmak  : bir şey yapmadan beklemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak)  : bir engel dolayısıyla hiçbir iş yapamaz duruma gelmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli kurusun!  : "eli tutmaz olsun, eli bir iş göremez olsun!" anlamında kullanılan bir ilenme sözü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli para görmek  : eline para geçmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli silah tutmak  : silah kullanabilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eli varmamak (veya gitmemek)  : bir işi yapmaya gönlü razı olmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi  : elini sallasa ellisi, başını sallasa tellisi"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde avucunda nesi varsa  : "maddi olarak sahip olduğu her şey" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde bulunmak (veya olmak)  : o şeye sahip bulunmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde büyümek  : büyütülmek, bakılmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde kalmak  : birinin bakımında, yönetiminde olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde olmak  : bakımı, gözetimi altında olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde patlamak  : bir şey satılamayıp sahibinde kalmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinde tutmak  : kendi tekelinde bulundurmak, başkalarına kaptırmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden almak  : bir şeyden mahrum etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ... elinden çıkmak  : biri tarafından yapıldığı belli olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden (bir şeyi) düşürmemek  : sürekli onunla ilgilenmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden bir iş (veya şey) gelmemek  : çaresizlikten veya yeteneksizlikten bir iş yapamamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak  : istemeyerek birini yaralamak veya öldürmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak  : yapabileceği bütün kötülükleri yapmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden geleni yapmak  : gücünün yettiği kadarını yapmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden gelmek  : yapabilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden hiçbir şey kurtulmamak  : her şeyi becerebilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden iş çıkmamak  : çabuk iş görememek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden iyi iş gelmek  : becerikli, hünerli olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden kan çıkmak  : cinayet işlemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden kurtulmak  : birinden kaçmayı başarmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinden tutmak  : yardım etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline almak  : bir işin veya yerin yönetimini üstlenmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek)  : birine çok yalvarmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline ayağına üşenmemek  : her türlü ayak hizmetini yüksünmeden yapmak, hamarat olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline bakmak  : bir kimsenin yardımıyla geçinmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline düşmek  : egemenliği, buyruğu altına girmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline eteğine doğru  : her türlü kötülükten uzak olan, dürüst"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline eteğine sarılmak  : çok yalvarmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline fırsat geçmek  : imkân bulmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline geçmek  : kazanmak, edinmek, elde etmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık  : el emeği ile güzel bir şey yapana söylenen iyi dilek sözü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline tutuşturmak  : karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin verivermek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eline yüzüne bulaştırmak  : bir işi gerektiği gibi yapamamak, başarısız olmak, becerememek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini arı kovanına sokmak  : elini taşın altına koymak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini ayağını öpeyim  : "çok yalvarırım" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini belli etmek (veya göstermek)  : kâğıt, okey vb. oyunlarda elindeki kâğıdı veya taşı, oynayanlara belli edecek biçimde sözle, işaretle açıklayıp oynamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini çabuk tutmak  : gerekli önlemi zamanında almak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini kana bulamak (veya bulaştırmak)  : öldürmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini kolunu sallaya sallaya gelmek  : gelirken hiçbir armağan getirmemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini kolunu sallaya sallaya gezmek  : ortada görünmemesi gereken kimse pervasızca dolaşmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini kulağına atmak  : ezan okumak, gazel veya türkü söylemek için elini kulak kepçesinin arkasına koymak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini oynatmak  : parayı esirgememek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)  : birinin karşı cinsten birçok insanı kolaylıkla elde edebileceğini anlatan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak  : hiçbir iş yapmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini sürmemek  : eliyle dokunmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini taşın altına koymak (veya sokmak)  : bir konuda sorumluluk üstlenmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini veren kolunu alamaz  : "yüzsüz kişiler karşılarındakilerden daima bir şeyler isterler, onlardan kurtulmak kolay olmaz" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elini vicdanına koymak  : doğru, yansız, hakça davranmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinin altında (olmak)  : her zaman kolayca alınıp yararlanılabilecek yerde ve yakınlıkta (olmak)"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinin hamuruyla erkek işine karışmak  : kadınlar, beceremeyeceği işleri yapmaya kalkışmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinin tersiyle çarpmak  : ayanın arkasıyla şiddetle tokat atmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinin tersiyle itmek  : reddetmek, kabul etmemek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elinle ver, ayağınla ara  : ödünç aldığı şeyi geri vermeyi geciktiren veya vermeyenler için söylenen bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eliyle koymuş gibi  : aramadan, kolayca"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak  : sağlam bir yanı kalmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elle tutulur  : çok açık ve belli"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır)  : çok belirgin, çok açık"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elle tutulur tarafı olmamak  : hiçbir değerli veya savunulabilir yanı olmamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   eller yukarı!  : "ellerini kaldırarak teslim ol" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ellerde gezmek  : elden ele dolaşmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   ellerim yanıma gelsin  : "Allah canımı alsın ki doğru söylüyorum" anlamında kullanılan bir söz"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba  
-   elleri (veya ellerin) dert görmesin  : "ellerine sağlık" anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba