-   deniz bindirmek  : denizde birden fırtına çıkmak  
-   deniz çıkmak  : denizde fırtına olmak  
-   deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz  : "her denizde az çok dalga bulunduğu gibi her gönülde de bir sevda vardır" anlamında kullanılan bir söz  
-   deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız  : "her nesnenin kendisine özgü nitelikleri, kendisinden ayrılmayan özellikleri vardır" anlamında kullanılan bir söz  
-   deniz durmak (veya düşmek)  : denizdeki fırtına geçmek  
-   deniz kenarında dalga eksik olmaz  : "içinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır" anlamında kullanılan bir söz  
-   denizde kum, onda para  : "parası çok kimse, zengin" anlamında kullanılan bir söz  
-   denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak  : gerçekte bulunmayan bir konu üzerinde varmış gibi savunuculuğunu yapmak, hayalî konularda gereksiz söz söylemek  
-   denizdeki balığın pazarlığı olmaz  : "henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz" anlamında kullanılan bir söz  
-   denizden çıkmış balığa dönmek  : sudan çıkmış balığa dönmek  
-   denizden (veya denizi) geçip çayda boğulmak  : bir işte büyük güçlükleri yendikten sonra önemsiz bir sebeple başarısızlığa uğramak  
-   denize açılmak  : kıyıdan çok uzaklaşmak  
-   denize çıkmak  : gezi veya av için kıyıdan ayrılmak  
-   denize düşen yılana sarılır  : "güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır" anlamında kullanılan bir söz  
-   denize indirmek  : genellikle yeni yapılan bir aracı kızaklar yardımıyla karadan suya salıvermek