-  
 aklı başından gitmek  : çok sevinçten veya çok korkudan ne yapacağını şaşırmak 
   -  
 aklını başından almak  : bir şey birini düşünemeyecek bir duruma getirmek, çok şaşırtmak 
   -  
 aklına koymak  : bir şeyi yapmaya kesin olarak karar vermek 
   -  
 akıl akıldan üstündür  : "bir kimsenin aklına gelmeyen bir çare, başka birinin aklına gelebilir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl akıl, gel çengele takıl  : bir sorunun nasıl çözümleneceğini düşünememe durumunda söylenen bir söz 
   -  
 akıl almak  : danışmak, görüş almak 
   -  
 akıl alır gibi değil  : "akla uygun değil, doğru değil" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl almamak  : inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek 
   -  
 akıl bırakmamak  : kafa karıştırmak 
   -  
 akıl danışmak  : bir konuda birinin görüşünü sormak 
   -  
 akıl durdurmak  : bir şey çok şaşırtıcı olmak, insanı şaşırtmak 
   -  
 akıl erdirememek (veya ermemek)  : ne olduğunu anlayamamak, sırrını çözememek 
   -  
 akıl erdirmek  : ne olduğunu anlamak, sırrını çözmek 
   -  
 akıl ermek  : anlamak, çözmek 
   -  
 akıl etmek  : herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek 
   -  
 akıl havsala almamak  : akla mantığa sığmamak 
   -  
 akıl için yol (veya tarik) birdir  : "doğruyu bulmak için aklın izleyeceği bir tek yol vardır" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl işi değil  : "akla uygun değil, doğru değil" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl kişiye sermayedir  : "bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl öğretmek  : birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek 
   -  
 akıl para ile satılmaz  : "delice iş yapan zenginler bulunduğu gibi akıllıca iş yapan fakirler de vardır" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl sır ermemek  : bir işin niteliğini, gizli yönlerini anlayamamak 
   -  
 akıl vermek  : akıl öğretmek 
   -  
 akıl yaşta değil baştadır  : "akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akıl yürütmek  : herhangi bir konuda fikir vermek 
   -  
 akılda tutmak  : unutmamak 
   -  
 akıldan çıkarmak  : düşünmemek 
   -  
 akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş)  : "insan kendi aklını başkasınınkinden üstün görür" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akla (veya akıllara) durgunluk (veya şaşkınlık) vermek  : hayranlık uyandırmak 
   -  
 akla fenalık vermek  : çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak 
   -  
 akla gelmek  : hatırlamak 
   -  
 akla gelmemek  : hatırlanamamak 
   -  
 akla gelmeyen başa gelir  : "insan ummadığı, düşünmediği şeylerle karşılaşabilir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 akla hayale gelmemek  : inanılmamak 
   -  
 akla sığar gibi  : aklın kabul edebileceği bir biçimde, makul 
   -  
 akla sığmamak  : inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek 
   -  
 aklı almamak  : biri bir şeyi anlayamamak, kavrayamamak 
   -  
 aklı başa yaş getirir  : "deneyim, yıllar içerisinde elde edilir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 aklı başına gelmek  : davranışlarının yanlışlığını sezerek doğru yolu bulmak 
   -  
 aklı başka yerde olmak  : başka şeyler düşünmek 
   -  
 aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak  : değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak 
   -  
 aklı bir yerde olmak  : bir iş yaparken başka bir şey düşünmek 
   -  
 aklı bokuna karışmak  : korkudan şaşırıp ne yapacağını bilememek 
   -  
 aklı çıkmak  : sonucun kötü olacağını düşünerek korkuya kapılmak 
   -  
 aklı dağılmak  : düşünceyi belli bir konu, sorun üzerinde toplayamamak 
   -  
 aklı durmak  : düşünemez bir duruma gelmek, şaşırmak 
   -  
 aklı ermek  : anlayabilmek 
   -  
 aklı fikri bir şeyde olmak  : düşüncesini bir konuda yoğunlaştırmak 
   -  
 aklı gitmek  : şaşırmak, korkmak 
   -  
 aklı kalmak  : beğendiği bir şeyi düşünmekten kendini alamamak 
   -  
 aklı karışmak  : ne yapacağını bilememek, şaşırmak, bocalamak 
   -  
 aklı kesmek  : anlamak, idrak etmek 
   -  
 aklı kesmemek  : anlayamamak, idrak edememek 
   -  
 aklı sonradan gelmek  : verdiği kararın yanlış olduğunu anlayıp vazgeçmek 
   -  
 aklı takılmak  : zihni bir şeyle sürekli olarak uğraşmak 
   -  
 aklı yatmak  : anlamaya başlamak, olacağına inanmak 
   -  
 aklı zıvanadan çıkmak  : delirmek, aklını oynatmak 
   -  
 aklıma gelen başıma geldi  : "olmasından korktuğum şey oldu" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 aklın süzgecinden geçirmek  : etraflıca düşünmek, çok iyi muhakeme etmek 
   -  
 aklın yolu birdir  : "iyi düşünüldüğünde ayrı ayrı kimselerce varılacak sonuç hep aynıdır" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 aklına bir şey gelmek  : hatırlamak 
   -  
 aklına bir şey gelmesin  : "şüphelenme, aklına kötü bir şey getirme" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 aklına düşmek  : hatırlamak 
   -  
 aklına esmek  : daha önce düşünmemiş olduğu şeyi birden yapmaya karar vermek 
   -  
 aklına geleni işleme, her ağacı taşlama  : "sonunu düşünmeksizin aklına eseni yapan, herkese sataşan kimse bu davranışının büyük zararlarını görür" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 aklına geleni söylemek  : rastgele konuşmak 
   -  
 aklına geleni yapmak  : her istediğini önünü sonunu düşünmeden yapmak 
   -  
 aklına gelmek  : hatırlamak, anımsamak 
   -  
 aklına mukayyet olmak  : aklını başına toplamak 
   -  
 aklına sığdırmak  : bir şeyin olabileceğine inanmak, aklı almak 
   -  
 aklına sığmamak  : anlayamamak, kavrayamamak 
   -  
 aklına şaşayım (veya şaşarım)  : akıllıca olmayan bir davranış karşısında "bu akıllıca bir davranış değil" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 aklına takmak  : sürekli olarak bir şeyi düşünmek, bir düşünceye saplanıp kalmak 
   -  
 aklına turp sıkayım  : aklına şaşayım 
   -  
 aklına tüküreyim  : yapılan bir işin veya söylenen sözün beğenilmediğini belirtmek için kullanılan bir söz 
   -  
 aklına uymak  : başka birinin düşüncesine göre iş yapmak, davranmak 
   -  
 aklına yatmak  : doğru olduğunu kabul etmek 
   -  
 aklına yelken etmek  : düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak 
   -  
 aklında kalmak  : hatırlamak 
   -  
 aklından çıkarmamak  : sürekli hatırlamak, unutmamak 
   -  
 aklından çıkmak  : unutmak 
   -  
 aklından geçirmek  : bir şeyi yapmayı düşünmek, tasarlamak 
   -  
 aklından geçmek  : düşünmek 
   -  
 aklından zoru olmak  : akla sığmayacak işler yapmak 
   -  
 aklını başına almak (veya toplamak veya devşirmek)  : akılsızca davranışlarda bulunmaktan kendini kurtarmak 
   -  
 aklını başka yere vermek  : konuşulan konudan başka bir şey düşünür olmak 
   -  
 aklını (bir şeyle) bozmak  : bir şey üzerine çok düşerek hep onunla uğraşıp durmak 
   -  
 aklını devşirmek  : aklı başına gelmek 
   -  
 aklını kaçırmak  : delirmek 
   -  
 aklını karıştırmak  : birini ne yapacağını bilemez duruma getirmek, şaşırtmak, bocalatmak 
   -  
 aklını kullanmak  : iyice düşünüp taşınarak hareket etmek 
   -  
 aklını oynatmak  : çıldırmak 
   -  
 aklını peynir ekmekle yemek  : akılsızca ve düşüncesizce davranışta bulunmak 
   -  
 aklını şaşırmak  : yerinde olmayan bir iş yapmak, yersiz düşünmek 
   -  
 aklını takmak  : aklına takmak 
   -  
 aklını yormak  : hatırlamaya çalışmak, zihnini zorlamak 
   -  
 aklının ayarını bozmak  : doğru düşünemez, davranamaz duruma gelmek 
   -  
 aklının bir köşesine yazmak  : ileride hatırlamak üzere belleğine almak 
   -  
 aklının köşesinden geçmemek  : hiçbir zaman düşünmemek 
   -  
 aklının terazisi bozulmak  : akıllıca olmayan davranışlarda bulunacak bir duruma düşmek 
   -  
 aklının ucundan bile geçirmemek  : hiçbir şekilde düşünmemek 
   -  
 aklınla bin yaşa  : herhangi bir sorun karşısında hemen çözüm üreten kişiye bu özelliğinin beğenildiğini belirtmek için kullanılan bir söz