-
yedi canlı : sıfat Sonucu ölüm olabilecek birçok olaydan sağ çıkan (kimse veya hayvan)
-
yedi göbek : isim Bir soyun bilinen en büyüğü
-
yedialtmışbeşlik : isim Namlusu 7,65 milimetre çapında olan bir tabanca türü
-
yedi kat el : sıfat Çok yabancı"Köyün dışında yedi kat el gibi yaşıyor, herkese hakaretle bakıyor, pazara indiği zaman kendine verilen selamı bile almıyordu." - Ö. Seyfettin
-
yedi mahalle : zamir Herkes"Yedi mahalle duydu."
-
yedi gömlek uzak : sıfat Soyca veya yakınlık bakımından bir hayli uzak"Ben onun yedi gömlek uzak adamlarından biriyim." - Ö. Seyfettin
-
Yedikızkardeş : özel, isim, gök bilimi Ülker
-
Yedikardeş : özel, isim Büyükayı'yı oluşturan yedi yıldız
-
yediveren : sıfat Yılda birkaç kez meyve veren veya çiçek açan (asma, gül vb.)
-
yedi bela : isim Çok şirret, geçimsiz, küstah kimse"Adamın yedi bela gibi ortalığı kırıp geçirmesinden perişan oluyorlar." - Ç. Altan
-
yedi cet : isim Yedi göbek
-
yedi düvel : isim Bütün devletler"Birinci Dünya Savaşı'nda yedi düvel karşımıza çıkmıştı."
-
yediden yetmişe : zamir Herkes"O sabah yediden yetmişe bütün obayı aldılar götürdüler kasabaya, bastılar içeri." - Y. Kemal
-
yedi iklim dört bucak : her yer
-
yedi kat yerin dibine geçmek : çok güçlü olarak yere çakılmak
-
yedi kubbeli hamam kurmak : büyük hayaller peşinde koşmak