-
uzun hava : isim, müzik Türk halk müziğinde, belirli bir karakteri olmayan, bölgesel ögelerin etkisi altında gelişerek özellik kazanmış, yanık bir biçimde okunan türkü
-
uzun etek : isim Etek boyu dizin altında olan giysi, maksi
-
uzun araç : isim Normal bir yük aracından daha uzun olan, çok eşya taşımak için kullanılan taşıt
-
kolu uzun : sıfat Gücü yeter, sözü geçer
-
uzun dalga : isim, fizik Dalga boyu 1000-2000 metre arasında değişen radyo dalgası
-
uzun sesli : isim, dil bilgisi Uzun ünlü
-
uzun ünlü : isim, dil bilgisi Ses süresi uzun olan ünlü, uzun sesli, uzun vokal: Âlem, âdet gibi
-
eli uzun : sıfat Fırsat buldukça öteberi aşıran, hırsız (kimse)
-
uzunçalar : isim, müzik Üzerine seslerin düşük devirle kaydedildiği büyük boyutlu plak"İlk uzunçaların hazırlıkları başladığında, her ikisi de son kartlarını oynadıklarını biliyordu." - M. Mungan
-
uzuneşek : isim Eğilmiş ve biri ötekinin arkasına tutunmuş birkaç kişinin üzerinden atlanılarak oynanan bir oyun
-
uzunkuyruk : isim, hayvan bilimi Bir tür iskete kuşu
-
uzun atlama : isim, spor Vücudun, bacakların sıçrama gücü ile yerden kesilerek alabildiğine uzağa konması
-
uzun bacaklılar : isim, hayvan bilimi Sulak yerlerde yaşayan, uzun bacaklı kuşlar takımı
-
uzun boylu : sıfat Boyu uzun olan
-
uzun çizgi : isim Karşılıklı konuşmada, konuşanın değiştiğini göstermek için kullanılan noktalama işaretinin adı, konuşma çizgisi, tire (II) ( - )
-
uzun diş : isim, teknik Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan ve bir ek bileziğiyle bir ters somunu alacak uzunlukta açılmış vida
-
uzun far : isim Uzun mesafeyi aydınlatma gücüne sahip otomobil farı
-
uzun hayvan : isim Yılan
-
uzun hece : isim, dil bilgisi İçinde uzun ünlü bulunan hece: Âdet, kâtip gibi
-
uzun hikâye : isim, edebiyat Ayrıntılı olayları ve kişi kadrosu geniş olan hikâye türü, uzun öykü
-
uzun kafalı : sıfat, anatomi Başı dar, kafatasının uzunluğu genişliğinden fazla olan (kimse), dolikosefal
-
uzun kulaklı : isim Eşek
-
uzun levrek : isim, hayvan bilimi Kemirici balıklar takımından, 50-100 santimetre boyunda, Avrupa tatlı sularında yaşayan etçil ve yırtıcı bir balık (Lucioperca sandra)
-
uzun ömürlü : sıfat Yaşadığı, var olduğu süre çok uzun olan"Kimi topluluklar ise çeşitli adlar alarak daha uzun ömürlü olmuştur." - M. And
-
uzun öykü : isim, edebiyat Uzun hikâye
-
uzun uzadıya : zarf Uzatarak, derinleştirerek, genişleterek, ayrıntılarıyla"Burada da her bahsin sonunda yazdığı gibi uzun uzadıya incelemelerde bulunuyor." - A. H. Çelebi
-
uzun uzun : zarf Uzun süre, uzun olarak, uzunca"Ama doğrusu Hugo'yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı." - N. Ataç
-
uzun vadeli : sıfat Süresi uzun olan"Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu." - F. R. Atay
-
dili uzun : sıfat İncitici sözler söyleyen, küstah, saygısız (kimse)
-
uzun etmek : tartışmayı sürdürmek
-
uzun kulaktan haber almak : uzaktan uzağa haber almak
-
uzun lafın (veya sözün) kısası : kısacası, özet olarak
-
uzun oturmak : uzanarak oturmak, yarı yatmış durumda oturmak