-
kış uykusu : isim Soğuk ve kurak mevsimlere karşı koyabilmek için canlı varlıkların yapısında görülen olayların bütünü
-
taş uykusu : isim Derin uyku"Kızıyordu artık. Bu ne taş uykusuydu böyle? Ölü toprağı mı serpmişlerdi?" - M. Buyrukçu
-
ağır uyku : isim Derin uyku
-
uykusu ağır : sıfat Uyurken kolayca uyanmayan (kimse), uykusu derin"Göksel bir kere sahiden uyudu mu, uykusu ağırdır ve uzun sürer." - N. Hikmet
-
kuş uykusu : isim Tavşan uykusu
-
uyku saati : isim Yatma ve uyuma vakti
-
uyku takımı : isim Çarşaf, yastık kılıfı, nevresim ve yorgandan oluşan yatak eşyası, uyku seti
-
daluyku : isim Derin uyku"Yâr geliyor diyende, daluykudan uyandım" - Halk türküsü
-
tavşan uykusu : isim Çabuk uyanılabilen uyku, kuş uykusu
-
yaz uykusu : isim Öğle saatlerinde uyunan uyku
-
uyku ilacı : isim Rahat uyuyabilmek için kullanılan ilaç"Yorgunluk ona bir uyku ilacı gibi tesir etmişti." - Ö. Seyfettin
-
öğle uykusu : isim Genellikle öğle yemeğinden sonraki kısa süreli uyku"Öğle uykusuna dalmış yalı sakinleri. Rehavet çökmüş." - A. Dino
-
hafif uyku : isim Derin olmayan, kolayca uyanılabilen uyku
-
uykusu hafif : sıfat Küçük bir sesten hemen uyanan (kimse)"Uykum çok hafiftir." - S. F. Abasıyanık
-
uyku apnesi : isim, tıp (***) Uykuda en az 10 saniye süren solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan bir hastalık
-
uyku hastalığı : isim, tıp (***) Normalden çok uyuma hastalığı
-
uyku semesi : sıfat Uyku sersemi
-
uyku sersemi : sıfat Uyku sersemliği olan (kimse), uyku semesi"Uyku sersemi, kendini toplayamıyor, yüzüme afal afal bakıyor." - S. M. Alus
-
uyku seti : isim Uyku takımı
-
uyku tulumu : isim Uyumak amacıyla içine girilen tulum biçimindeki yatak
-
uykusu derin : sıfat Uykusu ağır
-
deliksiz uyku : isim Derin uyku"Soğuk bir duş, sonra da deliksiz bir uyku!" - A. İlhan
-
derin uyku : isim Uyanılması güç uyku, ağır uyku, deliksiz uyku, taş uykusu"İnsanlar derin uykularından sıcak yüzlerine yağan, kirpiklerine konan karla uyandılar." - L. Tekin
-
ebedî uyku : isim Ölüm
-
gaflet uykusu : isim Dalgınlıktan ileri gelen uyuşukluk"Emir Süleyman ancak o zaman gaflet uykusundan uyanabilmişti." - F. F. Tülbentçi
-
tilki uykusu : isim Yarı uyanık biçimdeki uyku, hemen uyanılabilen uyku
-
uyku basmak (veya bastırmak) : çok uykusu gelmek"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku (veya uykusunu) çekmek : iyice uyumak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku dağıtmak : uyumasına engel olmak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku durak yok : "dinlenme imkânı yok" anlamında kullanılan bir söz"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku gözünden akmak : çok uykusu gelmek"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku kestirmek : kısa bir süre uyumak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku tutmamak : uyuyamamak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku vermek (veya getirmek) : uyuma isteği duyurmak, uyutucu özelliği olmak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykusu açılmak (veya dağılmak) : uykulu durumu geçmek"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykusu başına sıçramak : uyuyamadığı için sersemleşmek"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uyku nedir bilmeden : dinlenme imkânı bulamadan"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykusu bölünmek : yeterince uyumadan uyanmak veya uyandırılmak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykusu gelmek : uyuma isteği duymak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykusu kaçmak : uyumak amacıyla yatmışken herhangi bir sebeple uyuyamamak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykusunu almak : uykusunu tam olarak uyumak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykuya dalmak : uyumaya başlamak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykuya varmak : uyumak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
-
uykuya yatmak : uyumak için yatmak"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel