-
tüyü bozuk : sıfat Sarışın veya saçı sakalı seyrek (kimse)
-
kuş tüyü : isim Yatak, yorgan, yastık doldurmaya yarayan bazı kuşların tüyü
-
tüytop : isim, spor Tenise benzeyen ve bir tür tüylü topla oynanan oyun
-
bez tüyler : isim, bitki bilimi Bitkilerde salgı çıkaran tüyler
-
devetüyü : isim Deve tüyü rengi, açık kahverengi
-
deve tüyü : isim Deveden elde edilen yün, kıl"Öyle kabileler var ki çadırları, maşlahları, abaları, heybeleri ve bütün eşyaları deve tüyünden örülmüştür." - F. R. Atay
-
tüy ağırlık : isim Tüy sıklet
-
tüy sıklet : isim, spor 57 kiloda dövüşen boksör, tüy ağırlık
-
tavus tüyü : isim Erkek tavus kuşunun renkli ve gösterişli tüyü
-
kaz tüyü : isim Kazdan elde edilen, yorgan ve yastık doldurmaya yarayan veya giysi yapımında kullanılan tüy
-
tüy tüs : isim Tüy"Şu yüzünde tüy tüs olmayan, başı açık evrak okuyan delikanlı mı?" - R. H. Karay
-
ayva tüyü : isim Vücuttaki ince, sarı tüyler"Sarı ayva tüyleriyle kaplı incecik kollarını biraz fazla sıkacak olsam eriyiverecek sanırım." - H. Taner
-
emici tüyler : isim, bitki bilimi Emici kıllar
-
tüy atmak : hayvan tüyünü değiştirmek"İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." - H. E. Adıvar
-
tüy düzmek : hayvanın tüyü düzelmek"İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." - H. E. Adıvar
-
tüy gibi : çok hafif"İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." - H. E. Adıvar
-
tüyleri ürpermek : kötü bir olay, soğuk, gıcıklanma vb. sebeplerle korku veya tiksinti duymak"İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." - H. E. Adıvar
-
tüyüne dokunmamak : dokunacak, zarar verecek en ufak bir davranışta bulunmamak"İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." - H. E. Adıvar