-
ayak teri : isim, tıp (***) Ayak parmakları arasından çıkan pis kokulu salgı
-
ter bezi : isim, anatomi Derinin içinde bulunan ve ter salgılayan bez
-
alın teri : isim Emek"Senden alın teri, benden göz nuru." - A. N. Asya
-
ecel teri : isim "Çok korkmak, çok sıkılmak, bunalım geçirmek, ölüm duygusuna kapılmak" anlamlarındaki ecel teri (veya terleri) dökmek (veya akmak) sözünde geçer"Tek kollu korsan, şimdi benim karşımda titriyor, ecel terleri döküyordu." - F. F. Tülbentçi "O soğuk e
-
ter alıştırmak : terinin biraz kurumasını beklemek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
ter atmak : vücudu rahatlatmak amacıyla aşırı derecede terlemek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
ter basmak : sıkıntı veya heyecandan dolayı çok terlemek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
ter boşanmak : hastalık, sıkıntı veya heyecandan dolayı çok terlemek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
ter dökmek : çok terlemek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
tere batmak : çok terlemek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
terini soğutmak : terinin kurumasını bekleyerek dinlenmek"O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." - Y. K. Karaosmanoğlu