-
tencere yemeği : isim Sulu yemek
-
düdüklü tencere : isim Buhar basıncından yararlanarak yemeği çabuk ve sağlıklı olarak pişiren bir tür metal tencere, düdüklü
-
tencere dibin kara, seninki benden kara : "kötülük, kusur yönünden sen benden daha betersin" anlamında kullanılan bir söz"Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu." - A. Kutlu
-
tencere tava, herkeste bir hava : "herkes kendi bildiği gibi davranıyor, ortada düşünce birliği kalmamış" anlamında kullanılan bir söz"Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu." - A. Kutlu
-
tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş : "hoşa gitmeyen herhangi bir nitelik yönünden birbiriyle benzeşen iki kişi bir araya gelmiş" anlamında kullanılan bir söz"Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu." - A. Kutlu
-
tencerede pişirip kapağında yemek : geçinme konusunda var olanla yetinmek"Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu." - A. Kutlu
-
tenceresi (veya tencereleri) kaynamak : geçimleri az çok yerinde olmak"Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu." - A. Kutlu
-
tenceresi kaynarken, maymunu oynarken : geçimi yolunda, keyfi yerindeyken"Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu." - A. Kutlu