-
sütü bozuk : sıfat Kötü soydan gelen (kimse)"Ben belki karışık bir adamım, ille velakin berbat, sütü bozuk bir herif değilim." - O. C. Kaygılı
-
süt taşı : isim Süt kaynatılırken taşmaması için tencerenin içine konulan bombeli, yuvarlak, camdan yapılmış araç
-
süt çorbası : isim Süt, tuz, et suyu ve unun birlikte çırpılmasıyla hazırlanan çorba
-
sütbaba : isim Sütannenin kocası"Duvarlar, hattat sütbabamın yadigâr bıraktığı levhalarla süslenmişti." - Ö. Seyfettin
-
süt kırı : isim Beyaz renkli at donu
-
güneş sütü : isim Güneşlenme sırasında cildin kurumasını önleyen, koruyucu, beyaz renkli bir tür makyaj malzemesi
-
kuş sütü : isim Bulunmayan şey
-
sütliman : sıfat Durgun, sakin
-
süt mavisi : isim Çok açık mavi
-
süt beyaz : isim Bembeyaz, çok beyaz"O aslan yelesine benzeyen saçlar şimdi süt beyaz olmuş." - H. Taner
-
süt şekeri : isim, kimya Laktoz
-
balık sütü : isim Yumurtlama sırasında erkek balıkların çıkardığı beyaz madde
-
süt tozu : isim Sütün özel yöntemlerle kurutularak toz durumuna getirilmiş biçimi
-
süt danası : isim, hayvan bilimi Yeni doğmuş, daha süt emen dana
-
süt kuzusu : isim, hayvan bilimi Doğumdan ikinci ayın sonuna kadar olan ve ana sütü emen erkek veya dişi kuzu
-
soya sütü : isim Islatılıp pişirilen soya fasulyelerinin öğütülüp bastırılmasıyla elde edilen bir süt türü
-
bitki sütü : isim Süt görünüşünde bitki öz suyu
-
aslansütü : isim Rakı
-
süt çocuğu : isim Sütle beslenen çocuk
-
süt kardeşi : isim Aynı kadından süt emmiş, kardeş olmayan çocukların her biri"Arkama süt kardeşimi taktılar ve kötü bir şey yapıp yapmadığımı öğrenmek istediler." - N. F. Kısakürek
-
kireçsütü : isim Badana için hazırlanmış sulu kireç
-
sütanne : isim Bir çocuğun, annesi dışında sütünü emmiş olduğu kadın, sütana, sütnine"Raşit çocuk, emektar hizmetçimiz ve sütannemin oğluydu." - R. N. Güntekin
-
süthane : isim Süt ve süt ürünleri satılan yer"Diyojen'le beraber oturduğu kulübesinden iki günde bir inip de eski dostu hemşehrisi Pandeli ustanın süthanesinde sabahları süt içerken rastlıyorum." - S. F. Abasıyanık
-
sütkız : isim Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasıyla birlikte evlat olarak benimsediği kız çocuk"Siz bizim hanımefendinin ölen kocasının erkek kardeşinin sütkızı imişsiniz." - P. Safa
-
sütnine : isim Sütanne"Benim sütüm olmazsa sütnine tutarız." - N. Hikmet
-
sütoğul : isim Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasının da evlat olarak benimsediği erkek çocuk
-
sütölçer : isim Sütün yoğunluğunu ölçmeye yarayan alet
-
süt asidi : isim, kimya Laktik asit
-
süt dişi : isim Bebeğin beş veya altı aylıkken çıkarmaya başladığı, yedi yaşlarında kendiliğinden dökülen diş
-
süt ineği : isim Sadece bol süt vermesi için beslenen inek
-
süt izni : isim Çalışan kadına doğum yaptıktan sonra bebeğini emzirebilmesi için gün içinde kanunen verilen izin
-
süt otu : isim, bitki bilimi Süt otugillerden, Kuzey Amerika'da yetişen, kökleri hekimlikte kullanılan otsu bir bitki (Polygala vulgaris)
-
arı sütü : isim Genç işçi arının başındaki bezlerden salgıladığı, azotu çok madde
-
süt çalmak : bozuk süt, çocuğu hasta etmek
-
süt çekmek : bir özelliği akrabalarına benzemek
-
süt dökmüş kedi gibi : suçunu bilerek, bundan utanarak
-
süt dökmüş kediye dönmek : suçunu bilerek bundan utanmak
-
süt gibi : çok beyaz, çok temiz
-
süt vermek : emzirmek
-
sütten ağzı yanmak : bir olaydan gerekli dersi alarak uyanık davranmak
-
sütten çıkmış ak kaşık gibi olmak : temiz, saf olmak
-
sütten ağzı yanan yoğurdu (veya ayranı) üfleyerek yer (veya içer) : "bir olaydan gerekli dersi alan, sonra uyanık davranır" anlamında kullanılan bir söz
-
sütten kesmek : emzirmeye son vermek
-
sütten kesilmek : tıp (***) hastalık, üzüntü veya bebeğin emmemesi nedeniyle anneye süt gelmemek
-
sütüne havale etmek : işi, beklenen biçimde yapmasını o kişinin vicdanına bırakmak
-
sütüne kalmak : insanlığına, namusuna kalmak