-
sinir kesilmek : çok sinirlenmek, öfkelenmek"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinir sahibi olmak : devamlı sinirlenir durumda olmak"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
siniri oynamak : öfkelenmek, sinirlenmek"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
siniri tutmak : birdenbire sinirlenmek veya davranışlarını denetleyememek"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirleri ayakta olmak : çok sinirlenmiş veya öfkelenmiş bulunmak"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirleri boşanmak : sinirlenip kendini tutamayarak gülmek, ağlamak veya bağırmak"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirleri bozulmak : çok sinirlenmek, ne yapıp edeceğini bilmeden şaşkın, karmaşık bir duruma düşmek"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirleri gergin olmak : sinirlendirici yeni bir olay çıkarsa hemen tepki gösterecek durumda olmak"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirleri gerilmek : sinirlenmeye hazır bir durumda bulunmak"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirleri gevşemek (veya yatışmak) : sinirliyken ferahlamak, sakinleşmek"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirlerine hâkim olmak : davranışlarını ve kendini denetleyebilmek, soğukkanlı olmak"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
-
sinirlerini germek : birini sinirlenmeye hazır bir duruma getirmek"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin