-
sabah yeli : isim, meteoroloji Sabahleyin gün doğusundan esen hafif ve yumuşak yel, esin, saba, saba rüzgârı"Acaba sabah yeli miydi o pencerede ucuz patiska perdeyi yelpirdeten?" - Halikarnas Balıkçısı
-
sabahyıldızı : isim, bitki bilimi Afrika'da yetişen sert ve kaba dokulu, turuncu sarı renkli ağaç (Nauclea didemichii)
-
sabaha doğru : zarf Sabaha karşı
-
sabah vakti : zarf Sabahleyin
-
sabah koşusu : isim Sabahleyin spor amacıyla yapılan koşu
-
sabah akşam : zarf Her vakit, daima, sürekli, devamlı"Sorunu kendisi yaratmış, kendisi ortaya atmıştı, sabah akşam bunu düşünüyor, bunu konuşuyordu." - T. Yücel
-
akşama sabaha : zarf Neredeyse, pek yakında, kısa bir süre içinde"Azıcık ağır davransak kadın bizi akşama sabaha kapı dışarı atacak." - H. R. Gürpınar
-
akşamlı sabahlı : zarf Her akşam ve her sabah
-
çınsabah : zarf Sabahleyin, çok erken
-
sabah ezanı : isim, din b. (***) Sabah namazının vaktinin geldiğini bildirmek için okunan ezan"Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular." - A. İlhan
-
sabah kahvaltısı : isim Sabah vakti yenilen yemek
-
sabah keyfi : isim Sabahleyin geç kalkma, yatak keyfi yapma
-
sabah namazı : isim, din b. (***) Sabah vakti kılınan namaz
-
sabah sabah : zarf Sabahın uygunsuz bir zamanında"Nerelerdesiniz, İhsan Bey? Hem sabah sabah iki ayağımı bir pabuca sokuyorsunuz hem ortalarda görünmüyorsunuz." - A. İlhan
-
sabaha karşı : zarf Gecenin sabaha yakın zamanında, sabaha doğru"Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım." - S. F. Abasıyanık
-
sabahın körü : isim Sabahın erken saati"Koca Osman sabahın köründen akşamın karanlığına kadar üç gün böylece yürüdü." - Y. Kemal
-
selam sabah : isim Selamlaşıp hatır sorma"Merhaba küçük kuşlar merhaba / Nedir bu sessizlik hani selam sabah?" - M. C. Anday
-
ertesi sabah hapı : isim, tıp (***) Ertesi gün hapı
-
sabah ola, hayrola : "sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir" anlamında kullanılan bir söz
-
sabaha çıkmamak : sabaha kadar yaşayamamak, sabahtan önce ölmek
-
sabaha kadar : bütün gece boyunca
-
sabahı bulmak (veya etmek) : sabahlamak
-
sabahı sabah etmek : sabahın olmasını uyumadan sabırsızlıkla beklemek
-
sabahı zor etmek : bir türlü sabah olmamak
-
sabahlar (veya sabahışerifler) hayrolsun! : günaydın!
-
sabahtan akşama kadar : bütün gün boyunca