-
öküzgözü : isim, bitki bilimi Birleşikgillerden, sarı renkte, papatyayı andırır bir çiçek ve onun bitkisi, sığırgözü, mastı çiçeği, arnika (Arnica montana)
-
öküz arabası : isim Öküz koşulmuş araba"Çeşmenin önünde birkaç öküz arabası ve bir dizi kağnı dinleniyor." - A. Gündüz
-
öküz soğuğu : isim Nisan ayında çıkan ve ortalama altı gün süren fırtına, sitteisevir
-
öküz balığı : isim, hayvan bilimi Dört kısa ayağı ve üst çenesinden aşağıya doğru sarkık iki büyük dişi olan, 6 metre boyunda, foka benzer bir deniz memelisi (Trigia Iyra)
-
öküzdili : isim, bitki bilimi Sığırdili
-
öküzburnu : isim, hayvan bilimi Serçegillerden, gagası uzun ve çok kalın, eti yenir bir kuş (Calao)
-
öküz damı : isim Öküzlerin barındırıldığı ahır
-
cennet öküzü : isim Yüreği temiz ancak budala denecek kadar saf olan kimse
-
haymana öküzü : isim İri yarı ve tembel, işe yaramaz kimse, haymana mandası
-
Tibet öküzü : isim, hayvan bilimi Yak
-
öküz gibi : aptal, anlayışsız bir biçimde"Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." - Ö. Seyfettin
-
öküz gibi bakmak : karşısındakini rahatsız edercesine bakmak"Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." - Ö. Seyfettin
-
öküz öldü, ortaklık bozuldu (veya bitti) : "iki ortak veya taraf arasındaki yakınlığın dayandığı sebep yok olduğunda bu yakınlık da çözülür" anlamında kullanılan bir söz"Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." - Ö. Seyfettin
-
öküzün trene baktığı gibi bakmak : aptalca, hiçbir şey anlamadan bakmak"Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." - Ö. Seyfettin
-
öküze boynuzu yük olmaz (veya ağır gelmez) : "insan kendi yakınlarını ve kendi işlerini yük saymaz" anlamında kullanılan bir söz"Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." - Ö. Seyfettin
-
öküzün altında buzağı aramak : olmayacak sebeplerle suç ve suçlu bulma çabasında olmak"Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." - Ö. Seyfettin