-
kum taşı : isim, mineraloji Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit
-
kum torbası : isim, spor İçine kum doldurulup boks antrenmanlarında kullanılan torba
-
kumkayası : isim, hayvan bilimi Sıcak ve ılık denizlerde ve özellikle kayalık yerlerde yaşayan kemikli balık (Neogobius)
-
kum saati : isim Dar bir boğazla birbirine bağlanmış iki cam kaptan oluşan ve üstteki kapta bulunan kumun aşağıya akmasından yararlanılarak zamanı anlamaya, ölçmeye yarayan araç
-
gök kumu : isim, gök bilimi Gök taşlarında görülen küresel tanecikler
-
kum balığı : isim, hayvan bilimi Kum balığıgillerden, dişleri ve karın yüzgeçleri olmayan küçük bir balık (Ammodytes)
-
kumbaşı : isim Kumsal
-
kum fırtınası : isim Çöllerde kumu havaya karıştıran kasırga
-
kumkazan : isim, hayvan bilimi Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir tür memeli (Bathyergus maritimus)
-
kum çölü : isim İnce kumla örtülü çöl
-
kum engereği : isim, hayvan bilimi Özellikle Balkanlarda görülen üçgen kafalı iri engerek (Vipera ammodytes)
-
kum grisi : isim Kum rengi
-
kum havucu : isim, bitki bilimi Kumluk yerlerde yetiştirilen küçük bir tür havuç
-
kum havuzu : isim, spor Atletlerin tek ve üç adım atlamada incinmemeleri için düştükleri yere yapılmış, içi kumla doldurulmuş alan
-
kum kamyonu : isim Karoser ve diğer mekanik parçaları kum taşımaya uygun bir biçimde düzenlenmiş kamyon
-
kum ocağı : isim Yapı işlerinde kullanılacak kumun çıkarıldığı yer
-
kum otu : isim, bitki bilimi Uyuz otu
-
kum dökmek : idrar yoluyla böbreklerde oluşan kum taneciklerini vücuttan atmak"İki kamyon kum getirmemi istedi." - Y. Atılgan
-
kum gibi : pek çok"İki kamyon kum getirmemi istedi." - Y. Atılgan
-
kumda oynamak : bir fırsat kaçırarak umulanı elde edememek"İki kamyon kum getirmemi istedi." - Y. Atılgan