-
köşe demiri : isim Dik açı biçiminde üretilmiş demir
-
köşebaşı : isim Bir sokağın başka bir sokakla veya caddeyle kesiştiği yer"Felek benim kurulu yayım yastı / Her köşebaşında yolumu kesti" - Pir Sultan Abdal
-
köşebent : isim Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
-
başköşe : isim Bir yerde en saygın kişinin veya büyüklerin oturması için ayrılan yer, tör"Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır." - S. Birsel
-
köşe atışı : isim, spor Futbol, hentbol ve su topunda bir oyuncu, topu kendi kale çizgisi dışına çıkardığında karşı taraf lehine kale çizgisi ile yan çizgisinin kesiştiği noktadan yapılan serbest atış, köşe vuruşu, korner, korner atışı, korner vuruşu
-
köşe bucak : isim Her taraf"Doktorun hanımı da Nadir Hanım'a evin köşesini bucağını göstermeye başladı." - M. Ş. Esendal
-
köşe dolabı : isim Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap
-
köşe dönmeci : isim Köşe dönücü
-
köşe dönücü : isim Çıkarını, en kısa zamanda sonuç alacak biçimde düşünen kimse, köşe dönmeci
-
köşe kadısı : isim İş yapmayı sevmeyen, rahatına düşkün kimse
-
köşe kapmaca : isim Çocukların köşeleri tutup bunları birbirlerine kaptırmamaya çalışarak oynadıkları oyun
-
köşe minderi : isim Köşeye yerleştirilmiş kabarık büyük minder"Köşe minderi üzerinde yanlamasına uzanarak yarı bitmiş cümlelerle bize bir mevzu verdi." - F. R. Atay
-
köşe rafı : isim Köşeyi kaplayacak biçimde yapılmış raf
-
köşe vuruşu : isim, spor Köşe atışı
-
köşe yastığı : isim Köşe minderi üzerine dik olarak konan ve köşeleri tutan yastık
-
köşe yazarı : isim Köşe yazısı yazan kimse, fıkracı
-
kenarda köşede : zarf Dikkati çekmeyen veya umulmayan yerlerde
-
kıyıda köşede : zarf Göze çarpmayan, umulmayan yerlerde, kıyıda bucakta
-
konuk köşesi : isim Konukların oturması için hazırlanmış özel yer, yiğit bucağı"Güneş Bey konuklarını bey çadırının yiğit bucağı denen konuk köşesine oturttu." - N. Araz
-
müzik köşesi : isim Değişik müzik türlerinin bir mağazanın belli bir bölümünde veya köşesinde, plak, kaset, uzunçalar vb. olarak satışa sunulduğu yer
-
köşe olmak : köşeyi dönmek"Kutunun sivri köşesi."
-
köşe tutmak : karışmak, kendini belli etmek, görünmek"Kutunun sivri köşesi."
-
köşesine çekilmek : toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak"Kutunun sivri köşesi."
-
köşeyi dönmek : hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak"Kutunun sivri köşesi."