-
kısa devre : isim, fizik Aralarında potansiyel farkı bulunan iki nokta, direnci çok küçük olan bir iletkenle birleştirildiğinde oluşan elektrik olayı
-
sözün kısası : zarf Kısacası
-
kısa dalga : isim, fizik Radyo yayını için dalga boyu 10-100 metre arasında değişen dalga
-
kısa ünlü : isim, dil bilgisi Boğumlanma süresi uzun olmayan ünlü: At, al, kır gibi kelimelerindeki ünlüler
-
kısa çizgi : isim Satır sonuna sığmayan kelimeleri, hecelere bölerken kullanılan noktalama işaretinin adı, tire (II), ( - )
-
kısa far : isim Kısa mesafeyi aydınlatma gücüne sahip otomobil farı
-
kısa görüşlü : sıfat Dar görüşlü
-
kısa kafalı : sıfat, anatomi Brakisefal
-
kısa mesafe : isim Uzaklığı az olan yer
-
kısa mesaj : isim Taşınabilir veya sabit telefon aracılığıyla bir telefondan diğer bir telefona gönderilen ileti
-
kısa ömürlü : sıfat Ömrü az olan veya uzun süre yaşamayan (kimse)
-
kısa vadeli : sıfat Süresi az olan"Kısa vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu." - F. R. Atay
-
kısa günün kârı : "hiç olmamaktansa bu kadarı da iyidir" anlamında kullanılan bir söz"Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - A. Haşim
-
kısa günün kârı az olur : "kısa süre çalışılarak yapılan işten elde edilecek kazanç az olur" anlamında kullanılan bir söz"Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - A. Haşim
-
kısa kes Aydın havası olsun : "sözü fazla ve gereksiz yere uzatma" anlamında kullanılan bir söz"Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - A. Haşim
-
kısa kesmek : sözü uzatmamak"Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - A. Haşim
-
kısa tutmak : bir şeyi gerektiği kadar uzun yapmamak"Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - A. Haşim