-
kara kış : isim Kış ortası, kışın en şiddetli zamanı, zemheri"Kıştı, İstanbul'a arada bir uğrayan kara kışlardan biri." - N. Hikmet
-
kış günü : isim Soğuktan kaynaklanan elverişsiz zaman dilimi
-
kış çorbası : isim İnce dilimlenmiş mantar, havuç, pırasa ve kerevizin tavuk suyunda pişirilip üstüne sarımsak, kırmızıbiber, maydanoz ve karabiberden oluşan karışımın dökülmesiyle hazırlanan bir yemek türü
-
kış dönemi : isim Kış mevsimi
-
Kış Dönencesi : özel, isim, coğrafya, gök bilimi Oğlak Dönencesi
-
kış kayıtı : isim Kış için saklanan yiyecekler
-
kış kıyamet : isim Çok zorlu kış
-
kış uykusu : isim Soğuk ve kurak mevsimlere karşı koyabilmek için canlı varlıkların yapısında görülen olayların bütünü
-
yaz kış : zarf Bütün yıl boyunca"Her gün yine kazanlar kaynıyor, yaz kış hayat devam ediyordu." - Ö. Seyfettin
-
yazlı kışlı : zarf Bütün yıl boyunca"Onlar yazlı kışlı orada otururlar."
-
kış basmak (veya bastırmak) : kışın şiddetli soğukları başlamak"Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra
-
kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir : "her olay, her varlık özelliğini belli eder" anlamında kullanılan bir söz"Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra
-
kış yapmak : hava çok soğuk ve karlı olmak"Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra
-
kışı geçirmek : kış mevsimini bir yerde geçirmek"Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra