-
kapı karşı komşu : isim Kapı komşu
-
karşı oy : isim Kırmızı oy
-
karşı görüş : isim, felsefe, mantık Bir teze veya iddiaya karşı getirilen yeni ve değişik önerme, karşı düşünce
-
sabaha karşı : zarf Gecenin sabaha yakın zamanında, sabaha doğru"Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım." - S. F. Abasıyanık
-
karşı düşünce : isim, felsefe Karşı görüş
-
karşı sav : isim Bir çatışkının ikinci terimini oluşturan düşünce veya önerme, antitez
-
karşı akın : isim, spor Karşı takımın yaptığı bir akını durdurup hemen akına geçme işi, kontratak
-
karşı devrim : isim, toplum bilimi Bir devrimi yıkmayı ve onun ürünlerini ortadan kaldırmayı hedefleyen hareket
-
karşı düşürüm : isim, ticaret Ucuzluğa karşı yapılan ucuzluk
-
karşı gelim : isim, biyoloji Karşıtlık
-
karşı karşıya : zarf Yüz yüze"Karşı karşıya yere bağdaş kurduk." - Halikarnas Balıkçısı
-
karşı olum : isim, mantık Birbirinin karşısında bulunan, birbirini karşılıklı olarak dışta bırakan kavram veya yargı arasındaki bağlantı, tekabül
-
karşıdan karşıya : zarf Bir yandan öbür yana
-
karşı çıkmak : dışarıdan gelenleri karşılamaya gitmek"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
-
karşı koymak : boyun eğmemek"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
-
karşı olmak : birine veya bir düşünceye katılmamak, karşıt olmak"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
-
karşısına almak : birinin düşünce ve tutumuna katılmadığını belli etmek"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
-
karşısına dikilmek : birinin karşısında durmak"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar