-
kan parası : isim, din b. (***) Diyet (I)
-
ak kan : isim, anatomi Lenf
-
temiz kan : isim, biyoloji Atardamarlarda dolaşan, akciğerlerden aldığı oksijeni taşıyarak vücudun her yanına giden kan
-
kanı bozuk : sıfat Soysuz (kimse)
-
kanı sıcak : sıfat Sevimli, kendini çabuk sevdiren (kimse)"Kara yağız, az tombul, fıldır göz, son derece kanı sıcak biridir." - S. Birsel
-
tazekan : sıfat Bir kuruluşu canlandırabilecek yeni kişi veya kişiler
-
kandamlası : isim, bitki bilimi Asya ve Avrupa'da ılıman bölgelerde yetişen kırmızı veya sarı çiçekli otsu bir bitki (Adonis)
-
kankırmızı : sıfat Yaman"İhtiyarlığına tesadüf eden bu son nesil kankırmızı çıkmış, ötekilere rahmet okutmuştu." - R. N. Güntekin
-
kankızıl : sıfat Becerikli"O yırtık ve yapışkan gazetecilerin en kankızılı bile kelime alamıyordu kadının ağzından." - M. Mungan
-
kankurutan : isim, bitki bilimi Adamotu
-
safkan : sıfat Irkının katışıksız özelliklerini taşıyan (at)
-
kardeşkanı : isim, bitki bilimi Kardeşkanı ağacından alınan, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, koyu renkte bir sakız
-
tavşankanı : isim Parlak ve koyu kırmızı renk
-
kan akçesi : isim, hukuk Birini yaralayandan alınıp yaralanana veya öldürenden alınıp ölenin mirasçılarına verilen para
-
kan aktarımı : isim, tıp (***) Hasta veya yaralıya, kendi veya uygun bir kan grubundan damar yoluyla kan verme, kan nakli
-
kan ayaklı : sıfat Çaresiz, zavallı
-
kan bağı : isim Aynı soydan gelme durumu"Benim için hiçbir önemi yoktu, aramızda kan bağı bile bulunmuyordu." - A. Ümit
-
kan bankası : isim, tıp (***) Gerektiğinde hastalara aktarmak için sağlıklı kimselerden alınan kanların saklandığı yer
-
kan basıncı : isim, tıp (***) Kan hacmine ve yoğunluğuna bağlı olan atardamar içi gerilimi, tansiyon
-
kan bilimi : isim Kan ve kan hücrelerini oluşturan yapılarla bu yapıların hastalıklarını ve tedavilerini konu alan bilim dalı, hematoloji