-
kahve parası : isim Bahşiş
-
hazır kahve : isim Granül hâline getirilen kahveye sıcak su veya süt eklenerek hazırlanan içecek
-
kahveevi : isim Kahve içilen yer
-
kahvehane : isim Kahve
-
kahverengi : isim Kavrulmuş kahvenin rengi
-
kahve ağabeyi : isim Kahve ağası"Bu sohbet ustası radyo aracılığıyla tüm Türkiye'yi ağzına baktıran bir millî kahve ağabeyi hâline gelivermişti." - H. Taner
-
kahve ağası : isim Kahvehane vb. yerlerde sözü geçen ve ağırlığı olan kimse, kahve ağabeyi
-
kahve cezvesi : isim İçinde kahve pişirilen metal kap"Kahve cezvelerini ısıtan, mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar." - S. F. Abasıyanık
-
kahve değirmeni : isim Çekirdek durumundaki kahveyi öğütmeye yarayan, elle veya elektrikle işleyen araç"Efendim, on iki senedir kullandığım bir kahve değirmenim vardır." - S. F. Abasıyanık
-
kahve dibeği : isim Kahve çekirdeklerini dövmeye ve çöplerini ayıklamaya yarayan içi oyuk taş veya ağaç kap
-
kahve dolabı : isim Kahve kavrulan döner kap
-
kahve falı : isim Kahve içildikten sonra fincanda kalan telvenin aldığı biçimlere bakarak geleceğe ilişkin tahmin, varsayım veya görüşleri açıklama
-
kahve fincanı : isim Kahve içmeye yarayan kulplu veya kulpsuz küçük kap
-
kahve kaşığı : isim Kahve karıştırmak için yapılan ve kullanılan küçük kaşık
-
kahve makinesi : isim Kahve çeken veya öğüten makine
-
kahve ocağı : isim Kahve, iş yeri, han vb. yerlerde kahve, çay vb. pişirilen yer"Kahveci, başını iki eli arasına almış, kahve ocağında oturuyordu." - S. F. Abasıyanık
-
kahve tabağı : isim Kahve fincanının altına konulmak üzere yapılmış tabak
-
kahve takımı : isim Cezve, fincan, tabak vb.nden oluşan takım"Çardaktan kocasının sesini yükselterek söylediğini duyan kadın, kahve takımlarını alıp çıktı." - N. Cumalı
-
kahve tepsisi : isim Üstünde genellikle iki kahve fincanı taşımaya yarayan, dikdörtgen biçimli, düz, küçük tepsi
-
çekirdek kahve : isim Çekilmemiş veya dövülmemiş kahve
-
kuru kahve : isim Dövülmüş veya çekilmiş kahve
-
okkalı kahve : isim Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konulmuş kahve
-
sade kahve : isim İçine şeker konulmadan pişirilen Türk kahvesi"Üzerine soğuk su dökülen sarhoş adam kendine geldiğinde sade kahve ona zorla içirildi." - İ. O. Anar
-
sütlü kahve : isim Süt karıştırılarak yapılan kahve"Şöyle güzel bir sütlü kahve yapayım da içimiz ısınsın." - E. Şafak
-
şekerli kahve : isim İçine şeker katılıp pişirilen kahve"Üst üste birer sade, birer şekerli kahve içildi." - O. C. Kaygılı
-
balıkçı kahvesi : isim Genellikle balıkçıların devam ettiği kahvehane
-
kabuk kahvesi : isim Antep fıstığı kabuğunun öğütülmüş ve hafifçe kavrulmuşu ile yapılan ve kahveye benzeyen içecek
-
kır kahvesi : isim Kırda bulunan, çoğunlukla küçük kahve"Bir kır kahvesinde oturup geç saatlere kadar konuşmuşlar." - M. Ş. Esendal
-
mahalle kahvesi : isim Mahallede oturanların devam ettiği, oyun oynadığı, çay vb. meşrubat içtiği kahve
-
mektepli kahvesi : isim Çok şekerli kahve
-
sabahçı kahvesi : isim Sabaha kadar açık kalan kahve
-
semai kahvesi : isim Halk şairlerinin toplandıkları, sazlı sözlü eğlencelerin yapıldığı, semai, mâni ve türkülerin okunduğu kahve
-
Türk kahvesi : isim Cezve ile kısık ateşte, şekerli orta veya sade olarak pişirilen kahve
-
yorgunluk kahvesi : isim Dinlenmek amacıyla çalışmaya ara verildiğinde içilen kahve"Ayşe Nine de onlara bir yorgunluk kahvesi pişiriyordu hem de denizcilerle yârenlik ediyordu." - Halikarnas Balıkçısı
-
kahve dövücünün hınk deyicisi : havan dövücünün hınk deyicisi