-
ön göğüs : isim Böceklerde göğüs gölgesinde bulunan üç halkadan en öndeki
-
tahta göğüs : sıfat Tahta göğüslü
-
göğüs tahtası : isim Göğüs kemiği
-
göğüs sesi : isim, müzik Kafa veya genizden gelmeyen gür ve açık bir biçimde çıkarılan ses
-
güvercingöğsü : isim Yeşil ile mavi arasında böcekkabuğuna benzer dalgalı ve değişken renk
-
kumrugöğsü : isim Açık gri renk
-
tavukgöğsü : isim Lifleri yumuşayıncaya kadar haşlanmış, didiklenmiş tavuk göğüs etinin pirinç ve süt ile koyulaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılan muhallebiye şeker ve tavuk suyu katılarak hazırlanan bir tatlı türü
-
göğüs boşluğu : isim, anatomi Akciğerlerle kalbi içine alan akciğer zarının çevrelediği boşluk, göğüs kovuğu, göğüs çukuru
-
göğüs cerrahisi : isim, tıp (***) Cerrahinin göğüs içi organlarıyla ilgili dalı
-
göğüs çaprazı : isim, spor Güreşte karşısındakini koltuk altlarından çapraz yakalama"Rakiplerini göğüs çaprazı ile yenerdi."
-
göğüs çukuru : isim, anatomi Göğüs boşluğu
-
göğüs darlığı : isim, tıp (***) Solunumu güçleştiren hastalık"Fikrince, güya bu koku göğüs darlığına birebirmiş." - S. M. Alus
-
göğüs göğüse : zarf Karşı karşıya, yüz yüze"Tehlike, ızdırap, korku orada göğüs göğüse bir kavganın acılarını tattım." - F. R. Atay
-
göğüs hastalığı : isim, tıp (***) Göğüs bölgesi ile ilgili hastalık
-
göğüs ingini : isim, tıp (***) Solunum yollarının iltihaplanması
-
göğüs kafesi : isim, anatomi Vücutta omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu kalp ve akciğerleri koruyan boşluk"Müthiş bir acı, göğüs kafesinden kopup boğazına sarılıyor." - A. İlhan
-
göğüs kemiği : isim, anatomi Göğsün ön tarafında, üzerine kaburga kıkırdakları ile köprücük kemiklerinin eklendiği yassı kemik, iman tahtası
-
göğüs kovuğu : isim Göğüs boşluğu
-
göğüs bağır açık : özensiz bir kılıkta
-
göğüs geçirmek : üzülerek derinden soluk almak
-
göğüs (veya göğsünü) germek : bir güçlüğe karşı koymak, dayanmak
-
göğüs vermek : eziyete, sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek
-
göğsü daralmak (veya tıkanmak) : güçlükle nefes almak
-
göğsü kabarmak : övünç duymak, kıvanmak, iftihar etmek
-
göğsünü gere gere : kendine güvenerek
-
göğsünü kabartmak : bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek
-
göğsünü yırtmak : coşkunluğunu ortaya koymak, coşmak, cıvıldamak