-
erken bahar : isim İlkbahar"Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı." - B. Felek
-
erkendoğan : sıfat, tıp (***) Zamanından önce doğan (bebek), günsüz, prematüre
-
erken boşalma : isim Cinsel birleşimlerde bazı fiziksel veya ruhsal nedenlerden dolayı meninin erken gelmesi
-
erken bunama : isim, tıp (***) Yaşlanmaya bağlı olmaksızın beyin hücrelerinde yozlaşma sonucu ortaya çıkan ilerleyici bellek zayıflığı
-
erken tanı : isim, tıp (***) Hastalıkların belirtisiz veya belirtili döneminin başlangıcında ortaya çıkarılması
-
erken uyarı : isim Saldırıyı veya doğal felaketi başlangıç sırasında haber veren uyarı
-
erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır : "yapacakları işlere erken başlayanlar kazançlı çıkarlar" anlamında kullanılan bir söz"Sakın geç kalma, erken gel." - A. Rasim
-
erken kalktım işime, şeker kattım aşıma : "işine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder" anlamında kullanılan bir söz"Sakın geç kalma, erken gel." - A. Rasim