- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- ayartmak
-i Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak"Allah'ı ileri sürerek kadınları ayartacak aklınca." - R. H. Karay
- saptırmak
-i, -e Sapma işini yaptırmak
- fenalaşmak
nsz Kötü bir duruma girmek"İş fenalaştı."
- kötüleşmek
nsz Kötü duruma gelmek"Havalar kötüleşti."
- kötüleştirmek
-i Kötü duruma gelmesine yol açmak
- ifsat etmek
- daha da kötüleşmek, daha da kötüleştirmek
- fenalaşmak.