- keramet
isim Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum"Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- düşünmek
-i Aklından geçirmek, göz önüne getirmek"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- harika
sıfat Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran"Türk tarihi harikalarla doludur."
- dahi
bağlaç Da, de"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- şaşkınlık
isim Şaşkın olma durumu
- Hint kumaşı
isim Hindistan'da dokunan ve Batı ülkelerinde ender bulunan ipekli bir kumaş türü
- hayranlık
isim Hayran olma durumu"Sıcak bir ekmek gibi bölünebildiğini görünce artmış hayranlığımız." - E. Şafak
- tereddüt etmek
kararsız davranmak, duraksamak"Bir iki saniye tereddütle gözlerinin içine baktım, dudaklarımı büktüm." - E. İ. Benice
- merak etmek
anlamak veya öğrenmek istemek"Biraz sonra yine bazı sesler işittim / Merak ile merdivenin başına gittim" - E. B. Koryürek
- acibe
isim Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
- hayret
isim Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma"Konducu kadınların hayret içinde bakıştıklarını görüp zamanı unuttu." - L. Tekin
- ölçünmek
-i Bir şeyi uzun uzun düşünüp hesaplamak, teemmül etmek
- deha
isim İnsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek düzey, dâhilik"Hepimiz Mustafa Kemal'in askerlik dehasına inanırdık." - F. R. Atay
- tansık
isim İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize"Bir gün Oğuz Atay'ın bir tansık gibi edebiyatımızdan geçtiğini kavrayacağız." - S. İleri
- hayret etmek
şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak"Konducu kadınların hayret içinde bakıştıklarını görüp zamanı unuttu." - L. Tekin
- mucize
isim, din b. (***) Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık
- garibe
isim Şaşılacak şey, yadırganacak şey
- şaşmak
-e Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek"Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız." - B. R. Eyuboğlu
- şaşırma
isim Şaşırmak işi
- hayran olmak
- tuhaf şey