- akıl
isim Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
- us
isim Akıl"Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü." - Halikarnas Balıkçısı
- fikir
isim Düşünce"Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu." - A. H. Müftüoğlu
- zekâ
isim, ruh bilimi İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset"Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti." - A. Kutlu
- duygu
isim Duyularla algılama, his"Bitkilerde duygu var mı?"
- anlayış
isim Anlama işi, telakki"Ama doğrusu Hugo'yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı." - N. Ataç
- espri
isim İnce söz"Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir." - N. F. Kısakürek
- nükte
isim İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri"Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir." - H. E. Adıvar
- bilmek
nsz Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - A. Ağaoğlu
- we
- you
- demek ki
- he wot
- nükteci kimse
- zarif söz
- akıl, zekâ, anlayış, zekâ kıvraklığı, nükte, nükteci kimse
- demek ki.
- kendine hâkim olmak. live by ones wits açık gözlülükle geçimini sağlamak.
- tamamen şaşırmış. drive one out of one' wits çileden çıkarmak
- thou wost
- yaratıcılık. a nimble wit keskin zekâ. at one' wit' end çözüm yolu bulamayan
- çıldırtmak. have veya keep one' wits about one paniğe kapılmamak
- öğrenmek. to wit yani