- tutam
sıfat Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan"Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler." - R. H. Karay
- tutam
isim, ekonomi Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti (II), lot
- bir tutam
sıfat Çok az, bir tutamlık"Küçük oğul koltuğundaki bir tutam merteği bir kenara attıktan sonra, dut dalı bunlar, dedi." - O. Kemal
- süpürmek
-i Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek"Herif süpürge ile fesini süpürüp de şak şak eline vurdukça un çuvalı gibi tozuyordu." - A. Rasim
- deste
isim Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam"Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor." - H. Taner
- demet
isim Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam"Çiçeklikten bir demet maydanoz yolup geldi, sofradaki barbunya pilakisinin üstüne doğradı." - İ. Aral
- huzme
Trafik ve İlk Yardım, Işık.
- bağlam
isim Deste
- çok zayıf
- tutam saç
- bataklık yakamozu
- bir tutam şey
- ufak demet
- ufak süpürge
- çok hafif
- bir tutam.
- buruşturmak. wisp'y çok ince
- tutam, demet