- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- açılmak
nsz Açma işine konu olmak"Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış." - A. Ümit
- genişletmek
-i Geniş duruma getirmek"Türkler fetihten sonra İstanbul'u, eskisine nispetle çok genişlettiler." - Y. K. Beyatlı
- genişlemek
nsz Geniş duruma gelmek, büyümek"Teleskopların kuvveti arttıkça bilinen gök cisimlerinin sayısı ve kâinatın hacmi de genişlemiştir." - M. Kaplan
- bollaştırmak
-i Bol duruma getirmek"Ahlakı tango pantolonu gibi bollaştıralım, demiyorum." - F. R. Atay
- bollasmak
- bollasmak.
- genişlemek, genişletmek