- saf
isim Dizi, sıra"Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı." - E. E. Talu
- saf
sıfat Katıksız, arı, katışıksız, halis, has"Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim." - H. S. Tanrıöver
- masum
sıfat Suçsuz, günahsız"Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret" - B. Necatigil
- şaşkın
sıfat Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş"Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar." - A. Ümit
- masum.