- ayrıca
zarf Ayrı olarak, başkaca, antrparantez"Adamın biri, el yüz yıkamak için odaya bir leğenle ibrik getirmiş, ayrıca bir tepsi de kahvaltılık yiyecek hazırlamıştı." - İ. O. Anar
- âmâ
sıfat Görme engelli
- hâlbuki
bağlaç Oysa"Hâlbuki ev sahibi tamirattan kaçınıyor." - N. Hikmet
- mademki
bağlaç Madem"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür / Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür" - Y. K. Beyatlı
- oysa
bağlaç Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki
- iken
- dayanarak
- şartlara göre