- debelenmek
nsz Bir acının etkisiyle veya bir baskıdan kurtulmak için çırpınmak"Polisler bu arada kurtulmak için çırpınan ve debelenen Sadi'nin ceplerini arıyorlardı." - T. Buğra
- debelenme
isim Debelenmek işi"Gözünden bir damla yaş dökmek için uzun uzun gözlerini sıkmaya, içini doldurmak için inleyip debelenmeye başladı." - L. Tekin
- ağnamak
nsz Hayvan, yere yatıp yuvarlanmak
- anamak
- kendini sefahate vermek
- çamur içinde yuvarlanmak
- çamurda yuvarlanma
- hayvanın yuvarlandığı çamurlu yer.
- sallanmadan dolayı zor ilerlemek
- yuvarlanmak, debelenmek, zevklenmek, acı çekmek