- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- titreşimli
sıfat Titreşim yapan veya titreşim oluşturan
- hayat dolu
sıfat Yaşama isteği çok olan, neşeli, canlı, yaşam dolu
- dolgun
sıfat Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış"Dolgun yastık."
- güçlü
sıfat Gücü olan, kuvvetli, yavuz"Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." - A. Kutlu
- yankılı
sıfat Yankısı olan
- titrek
sıfat Titreyen"O gece şu çinilerin üstünde titrek mum ışıkları kim bilir ne korkunç gölgeler koşturdu." - R. E. Ünaydın
- ateşli
sıfat Ateşi olan"Ateşli hasta."
- parlak
sıfat Parlayan, ışıldayan"Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." - H. E. Adıvar
- gür
sıfat Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran"Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi." - Ö. Seyfettin
- coşkun
sıfat Coşmuş olan"Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim." - T. Fikret
- enerjik
sıfat Enerji ile ilgili
- hareketli
sıfat Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize
- coşkunluk
isim Coşkunca yapılan iş, cuşiş, cuşuhuruş"Yahya Kemal'in tarihimizi kucaklayan sevgisi, en büyük coşkunluğa İstanbul şehrinde varır." - B. R. Eyuboğlu
- coşkunca
sıfat Coşkun
- titreşen
- çınlayan
- çınlayıcı
- canlılıkla
- canlı, hareketli, yaşam dolu,
- coşkunca.
- gürlük .vibrantly titreşimle
- çarpıcı. vibrancy titreklik