- tahliye etmek
boşaltmak"Evin tahliyesi iki gün sürdü."
- boşaltmak
-i Boş duruma getirmek"Bu durum, ister istemez evi doldurup boşaltanlarda da kısıntı yapmamızı gerektiriyordu." - A. Ağaoğlu
- terk etmek
bırakmak, ayrılmak
- feshetmek
-i Verilmiş bir yargıyı kaldırmak, bozmak
- iptal etmek
kullanıştan kaldırmak
- ayrılmak
-e Ayırma işine konu olmak"Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." - F. R. Atay
- lağvetmek
-i Bir kuruluşu kaldırmak, işleyişine son vermek
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- istifa etmek
işinden çekilmek"Eğer sefirler gelip bana istifa teklif ederlerse ben de aleyhimde bulunanları mahvederim, sonra da kendime kıyarım." - A. Rasim
- terketmek
- boşaltmak, tahliye etmek
- lağvetmek.