- amaç
isim Ulaşmak istenilen sonuç, maksat"Evet ama öteki kızı bu iş için kaçırdılarsa amaçlarına ulaştılar." - A. Ümit
- töre
isim Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet"Töre anlayışları bu bilinçlilikleriyle pekişmiştir." - N. Cumalı
- kullanma
isim Kullanmak işi, istimal"Dördüncü günün sabahında, işçilerden hiçbiri buldozeri kullanmaya yanaşmıyordu artık." - E. Şafak
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- adet
isim, matematik Sayı"İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor." - N. Hikmet
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- değerlendirmek
-i Bir şeyi yerinde ve yararlı bir yolda kullanmak
- yazmak
-i Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak"Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum." - Ö. Seyfettin
- fayda
isim Yarar"Biz bu işlerde fayda görmedik." - A. Kulin
- yarar
isim Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj"Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık." - A. İlhan
- yararlanmak
-den Kendine yarar sağlamak, faydalanmak, istifade etmek
- gelenek
isim, toplum bilimi Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon"Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır." - N. Ataç
- alışkanlık
isim Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam"Yılların verdiği alışkanlıkla, kendimden emin konuşuyorum." - A. Ümit
- kullanım
isim Kullanma, yararlanma, tasarruf
- harcamak
-i Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek"İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü." - S. F. Abasıyanık
- tasarruf
isim Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım"Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı." - R. N. Güntekin
- tüketmek
-i Kullanarak, harcayarak yok etmek, bitirmek, yoğaltmak"Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti." - E. E. Talu
- istismar etmek
işletmek, yararlanmak"Türkiye Cumhuriyeti, laikliği umdeleri arasına koymakla dini, tecavüzden, istismardan, menfaate, şerre alet etmekten kurtardı." - O. S. Orhon
- kullanış
isim Kullanma işi"Dili algılayışı, dili kullanışı, düşünce sistemi, yargılaması, usa vurması hep kendine has." - N. Meriç
- sömürmek
-i Üretim araçları sahipleri, başkalarının emeğine ve onların yarattıkları değerlere el koymak
- yararlanma hakkı
Emlak ve Gayrimenkul, Bir maldan kısıtlama olmaksızın faydalanma, onu kullanma hakkıdır.
- kullanma, kullanım, kullanma hakkı, yararlanma hakkı, kullanma yetisi, amaç, kullanım amacı, fayda, yarar, kullanmak, kullanmak, suistimal etmek, kullanıp bitirmek, tüketmek,