- töre
isim Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet"Töre anlayışları bu bilinçlilikleriyle pekişmiştir." - N. Cumalı
- kullanma
isim Kullanmak işi, istimal"Dördüncü günün sabahında, işçilerden hiçbiri buldozeri kullanmaya yanaşmıyordu artık." - E. Şafak
- usul
isim Kökler, asıllar
- usul
isim Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz"Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu." - H. Taner
- usul
zarf Alçak sesle"Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler" - Karacaoğlan
- adet
isim, matematik Sayı"İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor." - N. Hikmet
- gelenek
isim, toplum bilimi Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon"Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır." - N. Ataç
- işlem
isim Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat
- muamele
isim Davranma, davranış"Bana karşı olan muamelesini beğenmedim."
- kullanım
isim Kullanma, yararlanma, tasarruf
- kullanış
isim Kullanma işi"Dili algılayışı, dili kullanışı, düşünce sistemi, yargılaması, usa vurması hep kendine has." - N. Meriç
- görenek
isim, toplum bilimi Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, âdet"Muhitin ve göreneğin şımarttığı bu kız beni de tahrik ederse ne yapacaktım?" - A. Gündüz
- alışkı
isim Alışkanlık
- örf ve adet
Hukuk, Topluluk içerisinde kök salmış olup, uyulması gereken gelenekler.
- kullanım, kullanış, kullanım
- kötü kullanış. contrary to the best usage en uygun kullanıma aykırı.
- rough usage aralıksız kullanma
- usul. correct usage doğru kullanış
- yerinde kullanma. customary usage adet. hard usage