- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- coşturmak
-i Coşmasını sağlamak, coşmasına yol açmak"Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." - O. S. Orhon
- iyileştirme
isim İyileştirmek işi, ıslah
- yüceltme
isim Yüceltmek işi, yükseltme
- yüceltmek
-i Yükseltmek, yüce bir duruma getirmek"Kahraman diye yücelttiğiniz insanların, ciğerlerinin beş para etmediğini görmüyor musunuz?" - H. Topuz
- yukarı kaldırmak
- arazi çıkıntısı
- manevi yükseliş
- iyileştirme.
- yeryüzü kabuğunun kabarması
- yüceltmek.