- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- gevşetmek
-i Sertlik ve gerginliğini bozmak
- açılmak
nsz Açma işine konu olmak"Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış." - A. Ümit
- gevşemek
nsz Sertlik ve gerginliği bozulmak"Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." - A. Gündüz
- dinlenmek
nsz Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek"Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı." - P. Safa
- rahatlamak
nsz Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak"O çirkin, kaba kunduralarla sıcak günde serin denize dalmışım gibi rahatladım." - A. Kutlu
- rahatlatmak
-i Rahatlamasını sağlamak, ferahlatmak
- sarılmış şeyi çözmek