- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- açılmak
nsz Açma işine konu olmak"Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış." - A. Ümit
- halletmek
-i Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak"Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti." - N. Hikmet
- çözülmek
nsz Çözme işine konu olmak"Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri / Atlarımız çözüldü girdik handan içeri" - F. N. Çamlıbel
- sökmek
-i Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak"Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür." - Y. Kemal
- sökülmek
nsz Sökme işine konu olmak"Kitaplıklarım da oradan buradan sökülmüş, tahtalar sarkıyor." - A. Ağaoğlu
- çözülmek.
- sarılmış şeyi çözmek
- - ing veya -led