- dalgalı
sıfat Dalgası olan"O, bütün hayatı dalgalı bir ummanda ve kaptan köprüsünde geçen kocasından, sahilde sessiz bir balıkçı kulübesine mahsus bir yaşayış istemez." - N. F. Kısakürek
- dalgalanmak
nsz Üzerinde dalga oluşmak
- dalgalandırmak
-i Dalgalı duruma getirmek, dalgalanmasını sağlamak"Preveze Harbi'nde Bora Reis de sancak dalgalandırdıktan sonra muzaffer donanma ile ilk defa İstanbul'a geldi." - N. Hikmet
- dalgalanma
isim Dalgalanmak işi"Lakin deniz görmemiş bu insanların ilk dalgalanmada güverteyi berbat edişlerini müşahede etmeniz kaçınılmaz." - İ. Özel
- dalgalı.
- dalga dalga olmak
- dalgalanmak ya da dalgalı görünümde olmak